HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü), doğrudan bağışıklık sistemine zarar veren bir virüs olup bu virüsü taşıyan insanlar “HIV pozitif” olarak adlandırılır. HIV, vücut direncini azaltarak insanların kolayca hasta olmasına neden olur. AIDS (Edinilmiş Bağışıklık Yetersizliği Sendromu) ise HIV virüsünün bağışıklık sistemini zayıflatmasından sonra ortaya çıkan hastalık hâlidir.
HIV enfeksiyonu, ilk defa ortaya çıktığı 1980’li yıllardan bu yana tüm dünyada artarak yayılmaya devam etmektedir. Uluslararası sağlık kuruluşları 1988 yılından itibaren HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak üzere, 1 Aralık gününü Dünya AIDS günü olarak tespit etmiştir.
HIV enfeksiyonu esas olarak üç önemli yolla bulaşmaktadır:
- Korunmasız cinsel ilişki,
- Ortak enjektörlerle damar içi madde kullanımı ve enfekte kan verilmesiyle,
- Anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında veya doğum sonrasında emzirmeyle bulaşabilmektedir.
Günümüzde hastalığın tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmiş olup tedavi, bulaştırıcılığı azaltmakta ve enfeksiyonun anneden bebeğe geçişini engelleyebilmektedir.
HIV’ın BULAŞMADIĞI Durumlar:
- Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak,
- Gözyaşı, ter, tükürük,
- Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak,
- Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak,
- Giysilerin ortak kullanılması,
- Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması,
- Telefon kulaklığı, kapı kolları vs.
- Sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır.
HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır ve korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur. En sık görülen bulaşma yolunun cinsel temas olması nedeni ile neredeyse korunmada “tek çare tek eşliliktir”. Tek eşliliğin yanı sıra, riskli cinsel temasta doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yoludur. Şüpheli durumlarda ise vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna müracaat ederek test yaptırmak gerekir. Tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmamaktadır.
Doç. Dr. Recep BENTLİ
İl Sağlık Müdürü