19 Eylül Gaziler Günü Etkinlikleri Düzenlendi

19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Malatya'da tören düzenlendi.

Malatya'daki törende 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla Atatürk Caddesi'ndeki Atatürk Anıtı'na, Aydın Baruş, 2. Ordu Komutanı Org. Metin Gürak, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği Malatya Şube Başkanı İbrahim Cengiz tarafından çelenk sundu.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından şehitlik ziyaret edildi.
Vali Aydın Baruş, 2. Ordu Komutanı Org. Metin Gürak, Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, protokol üyeleri, Şehit ve Gazi Dernekleri şehitliğe kırmızı ve beyaz renkli karanfil bıraktı.
Malatya Kongre ve Kültür Merkezi'nde devam eden programda Türkiye Muharip Gaziler Derneği Malatya Şube Başkanı İbrahim Cengiz’in konuşmasının ardından Garnizon Komutanlığında görevli Piyade Albay Alpaslan Kır tarafından ‘Gazilik’ konulu konuşması, Battalgazi İlçesi Metin Emiroğlu Anadolu Lisesi öğrencilerinden Ayşegül Aslan’ın ‘Bu Vatan Kimin?’, Ayşe Esen’in ‘Bayrak’ şiirini okuması ve Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın konuşmasının ardından, günün anlam ve önemini belirten konuşma yapan Vali Aydın Baruş, “ Gaziler Günü münasebetiyle Valiliğimizce düzenlenen bu programa teşrif ederek bizleri şereflendirdiğiniz için sizlere müteşekkir olduğumu ifade etmek istiyorum. 
Siz değerli Ailelerimize hoş geldiniz derken en derin hürmet ve sevgilerimi sunuyorum. 
İhtiramların en büyüğüne layık olan şanlı gazilerimizin Gaziler Günü’nü tebrik ediyorum.
Mukaddes değerler uğrunda mücadele ederek canını ortaya atma fedakârlığını ifade eden gaza anlayışı tarih boyunca Milletimizin sahip olmakla iftihar ettiği en önemli hasletlerden biri olmuştur.
Bu haslettir ki, bin yıldır Anadolu topraklarını vatan kılma mücadelemizde bizlere en önemli rehber ve güç olmuştur.
Yüce Allah (c.c.) Hayat Rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’in Tevbe Suresinde "De ki: Bize iki iyilikten, gazilik ve şehitlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz?" buyurur. 
Milletimizin bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerinde bu ilahi söz daima ilham kaynağı olmuştur.
Mukaddes değerlerimizi yaşatmak uğrunda, en değerli varlığı olan canını ortaya koymayı ifade eden “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” anlayışı Milletimizin en önemli şiarı olmuştur. 
Gazilik payesi; vatan, millet, bayrak, din ve namusunu korumak uğrunda, şehit olma arzusuyla vücudunu siper ederek mücadele ederken yaralanmış olan kahramanlara verilen yüce bir makamdır.
Bu şanlı mertebeye erişen gazilerimiz Büyük Milletimizin nezdinde daima müstesna bir yere mazhar olmuşlardır.
Malatya’nın ve Anadolu’nun İslam yurdu haline gelmesinde, kahramanlıklarıyla destan yazan Battal Gazi, Abdülvahap Gazi, Hüseyin Gazi’nin ismi saygıyla anılmakta, yeni nesillerimizin isimlerinde yaşatılmaktadır.  
Şelçuklu’dan, Osmanlı’ya ve Türkiye Cumhuriyetine kadar 1.000 yıldır Anadolu’da verdiğimiz varlık yokluk mücadelesinde, Milletimize önderlik eden kahramanlarımızı bugün de Gazi unvanıyla yad ediyoruz.
Selçuklu Devleti zamanında kullanılan Gaziyan-ı Rum kelimesi Anadolu’nun yurt edinilmesinde yiğitlik gösteren kahramanlar için kullanılan bir tabir olmuştur. 
Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu ve devlet olmasını temin eden; Ertuğrul Gazi, Orhan Gazi, Gazi Süleyman Paşa, Gazi Evrenos, Gazi Murad-ı Hüdavendigar bu müstesna kahramanlardan sadece bir kaçıdır.
Vatan topraklarının savunulmasında eşsiz kahramanlık örnekleri sergileyen Gazi Osman Paşa ve Gazi Ahmet Muhtar Paşa yakın tarihimizin önemli timsalleridir.
Milletimizin varoluş ve bağımsızlık savaşı olan İstiklal Mücadelesinin en hayati safhası olan Sakarya Meydan Savaşı’nın ertesinde 19 Eylül 1921’de TBMM Mustafa Kemal Paşa’ya Gazi unvanını vermiş,
O’nu hayatta olanların sahip olabileceği en yüksek mertebe olan Gazilik payesiyle şereflendirmiştir.
Gazilerimizin nesiller boyu anlatılan destansı kahramanlıkları gazilik ruhunun daima Milletimizin hafızasında ve kalbinde yaşamasını temin etmiştir.
Vatanın bağımsızlığı ve özgürlüğümüz söz konusu olduğunda canımızı ortaya koymaktan çekinmeyen eşsiz bir manevi mirasa sahibiz.
Bağımsızlık ya da esaret tercihi ile karşılaştığında Milletimizin yegane parolası Ya İstiklal Ya Ölüm olmuştur.
Gazilik ve şehadetşiarı, bu topraklar üzerinde onurlu bir şekilde özgür ve bağımsız yaşamamızın teminatı olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Gazilik ve şehadet şiarının verdiği maneviyatla, yurdumuzun dört bir yanında, Suriye’de, Irak’ta terörle mücadele ederken şehadet makamına kavuşan, Gazilik mertebesine erişen Askerimiz, Polisimiz, Jandarmamız,
15 Temmuz’da milli iradeyi esaret altına almaya teşebbüs eden hainlere karşı, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle tanklardan, uçaklardan, helikopterlerden, mermilerden çekinmeden korkusuzca meydanlara atılarak şehit olan ya da gazi kalan kardeşlerimiz, 
Bizlere Milletimizin kutsal uğrunda fedakârlığın ne anlama geldiğinin en veciz timsallerini göstermişlerdir.
Bugün aramızda bulunan Şanlı Gazilerimiz bizlere; vatan uğrunda fedakarlığın, zorluklarla dolu olsa da şerefli bir hayat sürmenin ne demek olduğunu veciz bir şekilde göstermektedir.
Onlar bizlere, yaşatmak uğruna bedenlerini feda ettikleri değerlerin korunmasında ve sürdürülmesindeki sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu hatırlatmaktadır.
Kıbrıs’ta, Türkiye’nin dört bir köşesinde, yurtdışında, vatanımızın bütünlüğü, milletimizin korunması ve devletimizin bekası için mücadele eden, 
15 Temmuz’da bağımsızlığımıza ve milletimizin iradesine kast eden satılmış hainlere karşı göğsünü siper eden kahramanlarımız, sizlere olan borcumuz büyüktür.
Sizler Gazilik ruhunun müşahhas örnekleri olarak bizlere ve yeni nesillerimize ilham kaynağı oldunuz.
Bugün bu topraklar üzerinde başımız dik ve şerefli bir şekilde yaşamaya devam ediyorsak bu sizlerin ve ebedi hayata gülümseyerek giden şehitlerimizin fedakârlıkları sayesindedir.
Aramızda bulunan şehit ailelerimiz, ne mutlu sizlere ki sizin evlatlarınız artık tüm milletimizin kahramanları olmuştur. 
Aziz Şehitlerimizin bizlere emaneti olan siz değerli ailelerimizin kederine ortak olmak, daima sizlerle beraber olmak, sizlere gereken hürmeti göstermek, sizlerin dileklerini baş tacı etmek bu Milletin tüm bireylerinin minnet borcudur.
Şehitlerimizin ve gazilerimizin bizlere mirası olan vatan topraklarına sahip çıkmak, bağımsızlık ve özgürlük irademizi hiçbir güç karşısında çiğnetmemek en önemli vazifemiz olmalıdır.
Gaziler Günü vesilesiyle, rahmet-i Rahmana erişen gazilerimizi ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Hayatta olan tüm gazilerimizi şükran ve minnetle yâd ediyor, kendilerine sağlıklı ömürler diliyorum.
Allah (c.c) bizleri şehitlerimizin ve gazilerimizin yolundan ayırmasın, bizlere gazi ve şehit olma şuurunu nasip etsin.
Siz kıymetli gazilerimize, saygıdeğer şehit ailelerimize ve tüm katılımcılara hürmetlerimi arz ediyorum” dedi.
Kongre ve Kültür Merkezindeki programın ardından Nikah Sarayında Gaziler Günü dolayısıyla Şehit ve Gazi Aileleri onuruna verilen yemekte konuşan Vali Baruş, “ 19 Eylül milletimiz için canını ortaya koyarak şehit olmak amacıyla çıkmış olduğu mücadelede Gazilik mertebesine eren milletimizin yılmaz bekçileri Gazilerimizin günüdür” diyerek Gazilik ve Şehitliğin ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı.
İkindi namazı öncesi Söğütlü Cami’deki Mevlit ve Dua programı düzenlenerek Şehit ve Gazilerimiz için dualar okundu.
 

Pusulamalatya

Bakmadan Geçme