Ağbaba, Malatya Ticaret Ve Sanayi Odası'nı Ziyaret Etti
Ağbaba, Malatya Ticaret Ve Sanayi Odası'nı Ziyaret Etti
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Türkiye'yi kurtaracak şey üretim. Türkiye'yi kurtaracak şey; hem tarımda hem de sanayide üretim. Bunun desteklenmesi gerekiyor." dedi.
Ağbaba, Malatya'daki temasları kapsamında, CHP Malatya İl Başkanı Enver Kiraz ve partililerle birlikte Malatya Ticaret ve Sanayi Odası'nı (MTSO) ziyaret etti.
SADIKOĞLU: BÜTÜN BELEDİYELERDE AĞBABA'NIN İMZASINI, AKTİFLİĞİNİ VE GAYRETLERİNİ GÖRÜYORUZ
Ziyarette konuşan Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Türkiye'nin birçok yerinde programlara katıldıklarını belirterek, bütün belediyelerde Ağbaba'nın imzasını, aktifliğini ve gayretlerini gördüklerini ifade etti.
Sadıkoğlu, bir Malatyalının genel başkan yardımcısı ve en büyük muhalefet gurubunun başında olmasının kendileri içinde önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
AĞBABA: “ÜRETİM YAPAN KESİMLERİN MUTLAKA DESTEKLENMESİ GEREKİYOR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise Türkiye ve dünyanın daha önce yaşamamış olduğu bir sağlık problemiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
Yaşanan pandemi sürecinin iki sonucu olacağını kaydeden Ağbaba, "Maalesef bu dönemle ilgili bir işsizlik olacağını görüyoruz. Ardından da bir yoksulluk olacak. Dünyada bunun örnekleri, alınan önlemler var. Bizimde bu tedbirleri gözden geçirmemiz gerekiyor. Bu ziyaretimizde de Malatya'mızdaki esnafımızın, sanayicimizin ve tüccarımızın yaşamış olduğu sorunları not ederek, bununla ilgili çalışmalar yapmak" diye konuştu.
Milletvekili Ağbaba, Türkiye ve dünyanın olağanüstü bir dönemle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu süreçte 240 bin civarında esnaf işyerini kapattı. Bunların önemli bir kısmı bugün itibariyle açılıyor ancak sorunlar devam ediyor. Özellikle önümüzdeki dönem işsizlik, olağanüstü bir yoksulluğu getirecek. Sadece vergi erteleme ya da kredi vermeyle bu işin çözülemeyeceğini hep beraber göreceğiz. Mutlaka üretim yapan kesimlerin desteklenmesi gerekiyor. Avrupa ülkeleri ne yapıyor, örneğin İngiltere esnafın ve tüccarın gelirinin yüzde 80'ini, işçinin maaşının yüzde 80'ini karşılıyor. Artık korona sonrasında olağan duruma gelinceye kadar ne lokantacısı ne kahvecisi ne fabrikada çalışanı eskisi gibi çalışamayacak. Artık lokantaya yarısı kadar müşteri alınacak ya da minibüs yarısı kadar yolcu alacak. Haklı olarak, insanların sağlığını korumak için yapılıyor ama dükkân kirası ve personel maaşı var. Bunlar aynı kirayla devam edecek bu nedenle mutlaka bu işyerlerinin desteklenmesi gerekiyor."
“RANTA DAYALI EKONOMİ TÜRKİYE'Yİ BİR YERE GETİRMİYOR”
'Ranta dayalı ekonomi Türkiye'yi bir yere getirmiyor' diyen Ağbaba, "Türkiye, ranta dayalı ekonomi ile kısa süreli kalkınabiliyor ama ranta dayalı ekonominin Türkiye'yi bir yere getirmediğini hep beraber gördük. Aslında Türkiye son dönemde birbirine benzedi. Gri gri AVM'ler ve rezidanslar, battı-çıktı tüneller ama bunların üretime bir katkısının olmadığını hep beraber gördük. Türkiye'yi kurtaracak şey üretim. Türkiye'yi kurtaracak şey; hem tarımda hem de sanayide üretim. Bunun desteklenmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
Açıklamasının devamında artan dış borçlara ve yüksek faiz ödemelerine vurgu yapan Ağbaba şöyle konuştu: “Şimdiye kadar 67.5 Milyar Dolarlık özelleştirme yapılmış. Bir çok stratejik sanayi kuruluşu özelleştirilmiş ve bunların yerleri doldurulamamış. Dünyaa özelleştirmenin birkaç nedeni vardır. Gelir elde etmek, istihdamı artırmak ve yeni teknoloji transferi yaparak sektörü büyütmek bu sebeplerdendir. Ancak Türkiye'deki özelleştirmelerde bunların hiçbirinin gerçekleşmediğini görüyoruz. Dış borcumuz %238 artmış durumda. 2002'de 129 Milyar Dolar dış borç varken, 2019 yılının son çeyreğinde dış borcun 436.9 Milyar Dolar'a yükseldiğini görüyoruz.18 yılda dış borcun %238 arttığını görüyoruz. Bu dönemde iç ve dış borçlar için toplam 938 Milyar Lira faiz ödemesi yapılıyor. Devlet 2019 yılında ayda ortalama 8.3 Milyar Lira faiz ödüyor. Yani devlet her gün 241 milyon Lira faiz ödüyor.” dedi.
“HANGİ ALANDA ve NASIL YÜZDE 4,5 BÜYÜDÜĞÜMÜZÜ ANLAMAK ZOR”
TÜİK'in açıkladığı büyüme rakamlarına da şüpheyle baktıklarını belirten Ağbaba, “Geçtiğimiz günlerde açıklanan %4.5'luk büyüme rakamının nasıl hesaplandığını ve gerçek olup olmadığını da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Yüzde 4,5 hangi alanda nasıl büyüdük ben bilemiyorum. Sanayici mi, tekstilci mi, tarım mı büyüdü?" şeklinde konuştu.
Hem ekonomistlerin hem uzmanların, hem bilim insanlarının önümüzdeki dönemin çok daha zorlu geçeceğini ifade ettiğini hatırlatan Ağbaba; “Bu nedenle devletin üretim yapan kurumları ciddi anlamda desteklemesi gerekiyor. Hem istihdamı hem de işletmelerin sürdürülebilir olması için gereken desteklerin yapılması gerekiyor. Biz bunla ilgili çok hızlı tedbirler alınmasını öneriyoruz. Sonuçta işveren ayakta kalmazsa işçi de çalışamayacak, işsiz kalacak. İşveren ve işçi birbirlerine zincirle bağlı gibidir. Başka ülkelerin aldığı tedbirlerin de takip edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin de bu tedbirleri alacak imkânı vardır.” şeklinde konuştu.
Yolcu garantili ödemelerin sokağa çıkma yasağı sürecinde de devam etmesini eleştiren Ağbaba şöyle konuştu: “3. Köprü, Osmangazi Köprüsü, İstanbul Havalimanı, İzmir-İstanbul otoyolu için yapılan garanti ödemeleri halen devam ediyor. Bu ödemeler, doların da hızlı yükselişiyle artık çok anormal rakamlara ulaştı. Dolar bazlı bu ödemeler acilen Türk Lirası'na çevrilmelidir ve bu ödemeler en az 1 sene boyunca durdurulmalıdır. Bu parayla fakirin fukaranın, işçinin esnafın derdine derman olunabilir.” dedi
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN BU SÜREÇTEKİ YAPICI MUHALEFETİ TAKDİR EDİLMELİ”
Konuşmasının devamında, suni gündemlerden uzak ve çözüm odaklı bir muhalefet gerçekleştirdiklerini vurgulayan Ağbaba, hazırladıkları öneri paketlerinin siyasi polemiklere kurban edildiğini belirtti. Ağbaba, “Ekonominin acilen toparlanması lazım. Bu süreçte Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyasi polemikler oluşturmak yerine, krizden çıkış yolunu aramaya çalışıyor; sürece çözüm odaklı yaklaşıyoruz. Hatırlanacağı üzere 2018 krizinde, Malatya'da heyetler halinde gezmiş ve sorunları dinlemiştik. Sonrasında Türkiye'nin bu krizden nasıl çıkacağını gösterdiğimiz 13 maddelik bir öneri paketi hazırlamıştık. Bu öneri paketi siyasi polemiklere kurban gitti. Geçtiğimiz hafta da 16 maddelik bir öneri paketi açıkladık. Dünya'nın bir başka yerinde muhalefetin iktidara bu denli yol gösterdiğini çok göremezsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu süreçte yaptığı yapıcı muhalefet takdir edilmelidir. Birbirimize düşman olarak, nefret tohumları ekerek Türkiye'nin büyümeyeceğini gördük, görüyoruz. Her akşam ulusa sesleniş konuşmasına “CHP” diye başlayıp, “Kılıçdaroğlu” diye bitirmenin ekonomiyi kurtarmayacağını da gördük. 31 Mart'ta Millet İttifakı'nın zaferiyle Belediye yönetimlerindeki değişim sonrasında yardımların ve hizmetlerin engellenmeye çalışıldığına da şahit oluyoruz. Tüm engellemelere rağmen ayrım gözetmeksizin yapılan sosyal yardımların 5 kat arttığını da görüyoruz. Bu süreçte suni gündemler yaratılmamalı; ekonomik kriz Türkiye'nin tek gündemi olmalıdır.” Dedi.
“ODALARA VE MESLEK ÖRGÜTLERİNE DOKUNMAK DEMOKRASİMİZİ ZAYIFLATIR; İTİBARIMIZI ZEDELER”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamlarını ileten Ağbaba, “Türkiye'nin geleceği için yapıcı ve yol gösterici muhalefetimizi sürdüreceğiz. Meslek odaları, Türkiye demokrasisinin önemli unsurlarından biridir. Meslek Odalarının bir siyasi partinin arka bahçesi haline getirilmesini de doğru bulmuyoruz. Meslek Odalarının yetkilerini almak, onları yok etmek demokrasiyle bağdaşmaz. Farklı düşündüğü için Odalara ve Meslek Örgütlerine dokunmak Türkiye demokrasisini zayıflatır ve Türkiye'nin itibarını zedeler. Bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini belirtiyoruz.” ifadelerini kullandı.