Başkan Kiraz, şeker ve şeker üreticilerinin yaşadığı sorunlarını açıkladı
Başkan Kiraz, şeker ve şeker üreticilerinin yaşadığı sorunlarını açıkladı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Enver Kiraz'ın şeker ve şeker üreticilerinin yaşadığı sorunlar ile ilgili yazılı basın açıklaması metni:
Tarım Bakanı yeterli şeker stokunun olduğunu, şeker konusunda ‘algı operasyonu' yapıldığını ilan ettikten bir ay sonra, Ticaret Bakanlığı 400 bin ton şeker ithalatına kapı açtı. Şeker ithalatıyla; yerli pancar üreticisine üvey evlat muamelesi yapan, pancar üretimine kota getirerek kısıtlayan, şeker fabrikalarını özelleştirip satan bu iktidar, pancar üreticisinden esirgediği 350 milyon doları (5,7 milyar TL) yabancı pancar ve şeker üreticilerine ödeyecek!
Et, canlı hayvan, buğday, hububat, ayçiçek yağından sonra Türkiye'nin önde gelen üreticilerden birisi olduğu şekerde de ithalat kapısı açıldı. Ticaret Bakanlığının geçen hafta yayınladığı kararla 400 bin tona kadar şeker kamışı veya pancar şekeri ithalatına izin verildi. Yapılacak ithalatta gümrük vergisi ve tüm ek mali yükümlülükler sıfırlandı. İthalatçılar getirecekleri binlerce ton şeker için hiçbir şekilde vergi ya da ek ödemede bulunmayacak.
Oysa daha geçen ay 16 Nisan'da Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, başta ayçiçek yağı ve şeker olmak üzere gıda arzı konusunda hiçbir sıkıntı olmadığını, zam fırsatçılarının ‘algı operasyonu' yürüttüklerini öne sürerek şekerde Türkiye'nin kendine yeterli stokların bulunduğunu söylemişti. Bu ifadelerden bir ay sonra Ticaret Bakanlığının 400 bin ton şeker ithalatına kapı açması iktidarın ve atanmış bakanların birbirinden habersiz olduğunu, en kritik ve hayati konularda bile gerçek durumun ne olduğunun farkında olmadıklarını somutlaştırıyor.
Şekerde yeterli stok varsa bir ayda nasıl oldu da ithalat mecburiyeti noktasına gelindi? Şayet bakan ne kadar sürelik şeker ya da ayçiçek yağı, buğday veya un stoku olduğundan habersiz ise o makamda niye duruyor? Şekerde yeterli stok olduğunu ilan edip, bunun tersini söyleyenleri ‘fırsatçı, algı operasyonu' diye suçlayan bir Bakan, bir ay sonra yeterli şeker stoku olmadığı için 400 bin ton şeker ithal ediyorsa o görevden istifa etmelidir!
Et, buğday, hububat ürünleri, ayçiçek yağı, saman, canlı hayvan vb. ithalatlara ödenen milyar dolarlardan sonra Türkiye'nin en önemli üreticilerden birisi olduğu şekerde de ithalatçı durumuna gelmesi iktidarın yıllardır tarım ve hayvancılığa destekleri en alt düzeye indirerek uyguladığı yanlış ve öngörüsüz tarım politikalarının sonucudur. Kamuya ait Türkiye Şeker Fabrikaları'nın (TÜRK ŞEKER) 25 şeker fabrikasından 14'ünü satarak özelleştiren, şeker piyasasında kamunun payını yüzde 50'nin altına düşürerek şeker fiyatlarında kontrolü kaybeden iktidar, pancar üreticisine de üretim kotasıyla sınırlama getirerek pancar ekilen arazilerin önemli kısmının boş ve atıl kalmasına, ekim yapılmamasına bilinçli uyguladığı politikalarla zemin hazırladı. On binlerce pancar üreticisinin gelir kapısı olan pancar ekimini ve üretimini kısıtlayan AK Parti hükümetleri, yıllardır pancar şekeri yerine obezitenin besleyicisi, GDO'lu mısır ithalatına, bu yolla nişasta bazlı şekerin yayılmasına izin ve destek verdi. İktidara yakın kişilere ve şirketlere satılarak özelleştirilen şeker fabrikalarının insafına terk edilen pancar üreticileri, ‘sözleşmeli üreticilik' zorunluluğuyla emeklerinin karşılığını alamaz konuma getirilerek, üretimden koparıldı, uzaklaştırıldı. Cumhuriyetin kurucularının ülkenin dört bir yanında öncelikle çimento, şeker, tekstil fabrikaları, demir-çelik tesisleri, buğday siloları kurarak başlattıkları kalkınma ve kendi kendine yeterlilik politikalarını önemsizleştirmeye çalışan AK Parti hükümetlerinin yaptığı yasa değişiklikleriyle tarımda çöküşün temel taşları döşendi. Özelleştirilen şeker fabrikalarının geniş arazileri imara-ranta açılarak bu fabrikaları alanlara ödediklerinin kat kat fazlası kazandırıldı.
Fas, Cezayir, Mısır gibi ülkelerden ithal edilmesi planlanan 400 bin ton şeker için uluslararası piyasaya çıkılacağı haberinin ardından fiyatların yükselişe geçtiği kaydediliyor. Dünya gıda piyasasında, şeker borsalarında kıtlık endişesi, RusyaUkrayna savaşı vb. nedenlerle fiyatlar sürekli şekilde yükseliyor. Şu anda dünya emtia borsalarında şekerin tonu 550 dolardan işlem görüyor. Nakliye ve lojistik giderleriyle birlikte ton başına gümrüksüz-vergisiz ithal maliyetinin en az 750-800 dolar (13 bin 200 TL) tutarında olması söz konusu. Bu fiyatlarla 400 bin ton şeker ithalatına ödenecek para en az 320-350 milyon dolar (5 milyar 775 milyon TL) olacak.
Türkiye'nin 400 bin tonluk taleple piyasaya girmesi dünya şeker borsalarında fiyatları yukarı çekecek ve ödenecek tutarı da artıracaktır.
İç pazarda ise yerli şekerin ton fiyatının talebin yüksekliği, stokların yetersizliğinden ötürü son günlerde 20 bin TL ve üzerine çıktığı kaydediliyor. Üstte asgarisini belirttiğim şeker ithalatına ödenecek 5,7 milyar TL, yerli pancar üreticisinin desteklenmesi, pancar ekim kotalarının ve şeker üretiminin artırılması, üreticiye mazot-tohum-gübre vb. sübvansiyonlar için kullanılsa ve pancar alım fiyatı daha gerçekçi belirlenerek üretici teşvik edilseydi, bu para yabancı üreticinin değil, yerli üreticinin cebine gidecekti. Üreticiye sağlanacak ilave 5,7 milyarlık destekle şeker üretimi artırılacak, Türkiye ithalat değil şeker ihracatı yapacaktı. Yılsonuna kadar şeker ithalatına kontenjan tanınması, olası kur artışlarıyla ithal şekerin maliyetinin yükselmesini beraberinde getirecek. Buğday ithalatında hızla yükselen ton fiyatları nedeniyle Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) açtığı ihalelerde ilan ettiği buğday miktarını düşürmek zorunda kaldı ya da gelen yüksek fiyat teklifleri üzerine ihaleler iptal edildi.
Dünya şeker piyasalarında ve borsalarında da hızla artan taleple yükselen fiyatlar, yapılacak 400 bin tonluk ithalatta da maliyetin beklenenin üstüne çıkmasına neden olabilir. İthal şekerdeki maliyet artışları otomatik olarak içeride tatlı mamullerinin, şekerli gıda maddelerinin fiyatlarında artışlara yol açarak enflasyonu da yukarı çekecektir.