Davranışsal iyileşme ile kalp hastalıkları kaynaklı erken ölümler önlenebilir
Prof. Dr. Yasemin Açık, kalp ve damar sağlığını etkileyen davranışsal faktörlere dikkat çekti
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kalp ve damar hastalıklarını kapsayan dolaşım sistemi hastalıklarının Türkiye'deki bir numaralı ölüm sebebi olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Açık, dolaşım sistemi hastalıklarının önemli bir bölümünün obezite, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, tütün kullanımı gibi davranışsal faktörlerden kaynaklandığını, sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla kalp ve damar sağlığının korunabileceğini söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre yılda yaklaşık 18 milyon kişiyle küresel ölümlerin yüzde 32'si kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle meydana geliyor. Türkiye'de de benzer bir tablo söz konusu. TÜİK'in ‘2023 yılı Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri'nde dolaşım sistemi hastalıkları yüzde 33,4 ile ilk sırada yer aldı. Bu hastalık grubunun detaylarına bakıldığında da ölümlerin yüzde 42,4'ünün iskemik kalp hastalıkları, yüzde 24,1'inin diğer kalp hastalıkları, yüzde 18,6'sının ise serebrovasküler hastalıklar kaynaklı olduğu görülüyor. Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, 29 Eylül Dünya Kalp Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kalp ve damar hastalıklarının davranışsal faktörlerin iyileştirilmesiyle büyük ölçüde engellenebileceğini söyleyerek önerilerde bulundu.
“Kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 80'ini önlemek mümkün”
Prof. Dr. Yasemin Açık, kalp hastalıklarına yol açan majör risk faktörlerinden yaş, cinsiyet, aile öyküsü gibi bazı faktörlerin değiştirilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Açık, özellikle ailede bu hastalıklara ilişkin bir hikaye varsa kontrollerin düzenli olarak yaptırılması gerektiğini, erken teşhis ve tedavinin hayati önem taşıdığını belirtti.
Bu hastalıklarda en büyük majör risk faktörlerini davranışsal faktörlerin oluşturduğuna dikkat çeken Açık, “DSÖ'nün verilerine göre kardiyovasküler hastalık kaynaklı ölümlerin dörtte üçünden fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. Bu da aslında davranışsal faktörlerin hastalıktaki etkilerine işaret ediyor. Bu faktörlerin başında da obezite, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik ve tütün kullanımı geliyor. Yüksek kan basıncı, yüksek kan şekeri, yüksek kan kolesterolü gibi risk faktörleri tespit edilip tedavi uygulandığı ve kişi sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandığı takdirde erken yaşta ölümlerin önüne geçilebilir. İstatistiklere göre de kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 80'ini önlemek mümkün” dedi.
“Çevresel ve psikososyal faktörler kalp sağlığını olumsuz etkiliyor”
Doktora tezini koroner kalp hastalığı risk faktörleri konusunda yaptığını söyleyen Prof. Dr. Açık, modern yaşamın getirdiği çevresel ve psikososyal faktörlerin de kalp sağlığını olumsuz etkilediğini vurguladı. Açık şöyle devam etti; “Hava kirliliği, düzensiz uyku, iş yükü ve sosyal çevreyle ilgili baskılar ile uzun süreli stres de kalp hastalıklarına zemin hazırlayan faktörler arasında yer alıyor. Bu nedenle sadece fiziksel sağlığımızı değil, zihinsel ve duygusal sağlığımızı da korumaya yönelik adımlar atmalı, daha dengeli bir yaşam sürdürmeliyiz.”