İklim değişikliğinin bölgemizde çok ciddi olumsuz etkileri var
Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek
Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek, ‘'İklim değişikliğinin bölgemizde çok ciddi olumsuz etkileri var ‘'dedi
İklim değişikliği ve olumsuz etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı Fevzi Çiçek,''kuraklık diyince sadece Malatya özeline indirgememiz biraz yanlış olur. Çünkü Malatya dediğimiz zaman sınırları, iklim faktörleri arası çerçevelendirmek mümkün değil. Havza bazında ya da genel olarak bölgesel coğrafyamızın bazında bakmak lazım. Malumunuz olduğu üzere uzun zamandır iklim değişikliğinin bölgemizde de çok ciddi olumsuz etkileri var''dedi.
‘'Bugün iklim değişikliği sadece Türkiye'nin değil bütün dünya gündeminde''diye belirten Başkan Çiçek, ‘'kaldı ki 2009 2008 2010 2019 2018 yıllarında Paris Sözleşmesi ile beraber bütün dünya artık iklim değişikliğini kabul etti. Bunla ilgili acil tedbirler almamız gerekiyor. İklim değişikliğinin bize yansıyan en büyük etkilerinden bir tanesi yağış rejimlerinin değişmesiyle beraber başta kuraklık olmak üzere geçmişteki alışılagelen iklim faktörlerinin, iklim şartlarının artık farklı bir şekilde cereyan etmesi. Bunu yakın tarihte de görüyoruz ki daha sıcak yazlar, ılık kışlar, yağış rejimleri değişik, kışın yağmayan yağmurlar ilkbaharda veya yaz döneminde yağışlar. Dolayısıyla faydalı yağışlardan artık zararlı yağışlarda dönme başlıyor. Bu ilimiz içinde daha farklı bir boyut kazanıyor. Özellikle yağış rejimlerinin değişmesi, gerek yağış mevsimleri dönüşüm sağladı gerekse de metrekareye düşen yağış miktarları azalmaya başladı. Bu da sıklıkla artık son 15 20 yıldır sıklıkla yaşadığımız başta tarımsal kuraklık olmak üzere hidrolojik ve meterojik kuraklıkları yaşanmasına sebebiyet verdi. Bu yıl için ve geçtiğimiz yıl çok ciddi anlamda bir kuraklık riski ile karşı karşıya değildik ama yine iklim verileri, iklim bilimcileri önümüzde ki yıl ve takip eden ondan sonraki yılda su kaynaklarının ciddi oranda azalacağı ,özellikle tarımsal amaçlı kullanılacak su kaynaklarının baraj ve göletlerin doluluk oranlarında çok ciddi anlamda düşüş olacağı, bunla beraber sıcaklıkların artması nedeniyle de bitkilerin su ihtiyaçlarının artması bu önümüzdeki dönemlerde başta tarımsal üretimde olmak üzere evsel ve sanayi kullanımı sularının kaynaklarında ciddi bir düşüş olacağı endişesi ile karşı karşıyayız''dedi. ‘'Biz geçmişte otuz kırk yılda bu versiyonu ya da kuraklık periyodunu yaşarken son yirmi yıldır her beş yılda bir yaklaşık şiddetli kuraklık karşımıza çıkıyor''ifadelerine yer verdi.
Başkan Çiçek,'' Malumunuz olduğu üzere bölgemizde iki türlü tarım yapılmakta. Bir sulu arazilerde sulanabilir arazilerde bir de kıraç arazilerde. Bu kuraklık kıraç arazilerde özellikle hububatta ciddi verim düşüklüklerine sebebiyet veriyor, verim kayıplarına sebebiyet veriyor. Sulanan arazilerde de su kaynaklarının azalmasına bağlı olarak dolayısıyla yeterli ve zamansız sulamadan dolayı yine verim ve kalite düşüklüğüne sebebiyet veriyor. İlimizin bu konudaki en büyük handikapı da şu malumunuz olduğu üzere bir kayısı yetiştiriciliği konusunda bölgenin veyahutta dünyanın lideri durumundayız. Dolayısıyla son yıllarda diğer tarımsal ürünlere göre piyasa değerinin daha yüksek olmasından dolayı insanlar buldukları bütün mülkiyet durumlarında tarlalarında kayısı dikmekte. Bu anlamda gerek altyapısı oluşmaması su kaynaklarının planlanamaması toprak ve topoğrafik yapının göz önünde bulunmamasından dolayı kurulan bahçelerde uzun vadede çok ciddi anlamda emek kaybına sebebiyet verecek. Bu nedenle sadece tarla tarım yaparken toprak analizleri yapma yerine iklim faktörleri, su kaynakları gelecekte olacak projeksiyonlarada dikkat ederek buna göre ürün deseni oluşturmaları çok çok önemli. Kuraklık, bizim bölgemiz için zaten yarı kurak bir bölgedeyiz. Kuraklık, bizim bölgemiz için bundan sonraki her dönem bir risk olarak karşımıza çıkıyor. Bu yüzden bu tarihten itibaren geçmişte de bunları sıklıkla ifade ediyorduk ama bu konuyla ilgili büyük çaplı yatırımlar yapılacaksa devlet destekli ya da küçük ölçekli çiftçi bazında yapılacak yatırımlarında kuraklık riskleri göz önünde bulundurarak su kayıpları göz önünde bulundurarak buna göre tedbir alarak tesis yapmaları gerekiyor. Çünkü mevcut sulama tesislerinin bir çoğu çok eski yıllarda 1960 lardan 1970 lerden kaldığı için artık bu tesisler kullanılamaz duruma gelmiş, deforme olmuş ciddi anlamda kayıp kaçaklara sebebiyet veriyor. Bu ise normal daha fazla kullanılabileceğimiz su kaynakları varken heba etmiş duruma geliyoruz. Bu çok ciddi bir yatırım eğer biz gelecekte yine tarımsal üretime devam etmek istiyorsak ekonomik yetiştiriciliğe devam etmek istiyorsak büyük çaplı projelerde bu sulama tesislerinin bir an önce modernleşmesi gerekiyor. Kapalı devreye alınması gerekiyor ve bu bölge için belkide tarımsal desteklemelerin tamamı kesilip bu yönlü devlet eliyle bir yatırım yapılması gerekiyor. Çünkü uzun vadede çok ciddi anlamda bir maliyet getirecek ,enerji maliyeti getirecek ve sulama amaçlı, yer altı sularını kullanmak zorunda kalacaklar. Yer altı sularıda bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de stratejik sulardır. Dolayısıyla en son kullanılması gereken sular. Bu yer altı sularının yoğun kullanımının sıkıntılarını hemen yanı başımızda Konya'da da bunları görüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde de böyle plansız bir şekilde bir ürün deseni oluşturulması kayısı bahçesi tesis edilmesi ya da bu tür planlamalar yapmadan yapılacak bu tür yatırımlar uzun vadede çok ciddi sıkıntılara sebebiyet verecektir diye düşünüyoruz. Bu yüzden çok ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Büyük projelerin bu yönlü yapılması gerekiyor, en basit örneği bizim her zaman söylediğimiz ifade şu, malumunuz uzun yıllar projesi devam eden imalatı inşaatı devam eden Boztepe-Karakaya barajı şuan kısmi kullanımda. Bunu henüz tamamen projelendirilen alanları kullanılmamakta bir an önce bunların yatırımlarının yapılması gerekiyor. Yoncalı barajı otuz yıldır inşaatı devam eden baraj. Yoncalı barajı bugün kuş sulamaya açılmış olsa yaklaşık 172.000 dönüm arazimizi sulamış olacak. Bugün için Türkiye'nin de en büyük ihtiyacı olan yağlı bitkiler yem bitkileri için çok ciddi bir ekim ve yetiştiricilik alanı olacak. Gerek ilimiz tarımsal üretim potansiyelini arttırma ekonomik gelirini arttırma, gerek istihdam ,gerek doğal kaynakları verimli kullanma ve ülkemizin ihtiyaç duymuş olduğu bu ve benzeri gıda ve gıda ham maddelerinin üretimi açısından çok büyük ciddi bir potansiyeline sahip olmasına rağmen gecikmesi ülke ekonomisi açısından ciddi zararlar meydana getiriyor. Dolayısıyla sonuç itibari ile önümüzdeki süreçler bizi su kaynakları açısından daha sıkıntılı bir dönem, yağış rejimleri açısından daha kurak bir periyot gelecek gibi gözüküyor. Bugünden bunların tedbirlerini alıp bütün planlamalarımızı buna göre yapmamız kaçınılmaz''dedi.