İnönü Üniversitesi Yönetimi Gerçekçi Olmayan Bir Karara İmza Atıyor: Üniversitede Yüz Yüze Eğitim!
İnönü Üniversitesi Yönetimi Gerçekçi Olmayan Bir Karara İmza Atıyor: Üniversitede Yüz Yüze Eğitim!
2023-2024 öğretim yılında yüz yüze eğitime geçmeyi hedefleyen İnönü Üniversitesi Rektörü Ahmet Kızılay, bu düşüncesinin bilime ve gerçekliğe aykırı olduğunun farkında mıdır? Rektör Kızılay gerçeklikle bağdaşmayan bu kararının beraberinde pek çok olumsuzluğa sebep olacağını açıkça görememektedir.
Gerek Üniversitenin gerekse Malatya'nın içinde bulunduğu koşullar, İnönü Üniversitesinde yüz yüze eğitimin gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını göstermektedir. Görüştüğümüz birçok akademisyen, öğrenci ve idari personel aşağıda sıralanan olumsuzlukları dile getirerek Rektör Ahmet Kızılay'ın almış olduğu yüz yüze eğitim kararından vazgeçmesini, aksi takdirde bu kararın çok ciddi sıkıntılara yol açacağını ifade etmektedirler. Bildirilen bu olumsuzlukların başlıcaları şöyle sıralanmaktadır:
Üniversite binalarının hasar durumu: Yaşanan deprem sonrası, üniversite içesinde fakülte, derslik ve idari binaları içine alan çoğu bina ağır hasarlı olup yıkılma kararı alınmıştır. Bu durum, yüz yüze eğitim için uygun ve güvenli bir ortamın oluşturulamayacağını açıkça göstermektedir. Eğitim alanlarının düzgün ve güvenli olması, öğrenci ve öğretim üyelerinin sağlıklı bir öğrenme ortamında bulunması için elzemdir.
Bölgede devam eden depremler: Malatya'da 6 Şubat depreminin olumsuz etkileri olmak üzere aşağı yukarı her gün neredeyse 4 şiddetine varan oranda artçı depremler devam etmektedir. Yüz yüze eğitim başladığı takdirde, 6 Şubat depreminin olumsuz etkileriyle psikolojileri bozulmuş olan akademisyen, idari personel ve aileleri ve öğrencilerin bölgede kalması ve böyle artçı depremleri yaşaması nedeni ile psikolojilerinin gittikçe bozulacağı aşikardır. Bu bireylerin güvenli ve destekleyici bir çevrede bulunmaları, ruhsal sağlıklarının korunması açısından oldukça önemlidir. Ancak, artçı depremlerin devam ettiği bir bölgeye akademisyen ve öğrencileri toplamak, travma sonrası etkilerin daha da şiddetlenmesine ve iyileşme süreçlerinin uzamasına sebep olabilecektir.
Lojman ve barınma sorunu: İnönü Üniversitesi Rektörlüğü, herhangi bir bilimsel rapor olmamasına rağmen üniversite lojmanlarının az hasarlı olduğunu iddia ederek personelin bir kısmını burada barındırmayı düşündürmektedir. Lojmanların az hasarlı olduğu kabul edilse dahi, üniversite personeli için mevcut lojman sayısı yaklaşık 400 adet olup bu da personelin çok azının barınma sorununu çözmektedir. Personelin geri kalan büyük bir kısmının barınacak yeri yoktur. Personelin yaşam koşullarının iyileştirilmediği bir ortamda yüz yüze eğitimin yapılması mümkün görülmemektedir.
Öğrenci yurtlarındaki hasar: Web sitesinde yaklaşık 37.000 aktif öğrencisi olduğu bildirilen İnönü Üniversitesi, öğrenci yurtlarının önemli bir kısmının hasarlı durumda olduğu Malatya ilinde yüz yüze eğitimi nasıl yapacak, bu öğrencilerin barınma sorununu nasıl çözecek bu ciddi bir muammadır. Bu durum, öğrencilerin güvenli bir şekilde kampüste kalmalarını engellemektedir. Eğitim öğretim sürecinin etkin bir şekilde sürdürülebilmesi için öğrencilere uygun ve güvenli barınma imkanlarının sağlanması gerekmektedir.
Barınma imkansızlığı: Malatya'da pek çok evin yıkılması sonucu kiralık ev bulmak oldukça zorlaşmıştır ve var olanlar da oldukça pahalıdır. Bu durum, personel ve öğrencilerin yeterli barınma imkanlarına erişimini engelleyerek yüz yüze eğitim-öğretim süreçlerini olumsuz etkileyecektir.
Özel yurtların durumu: Özel yurtlar da hasarlı olup öğrenci kabul etmemektedir. Bu durum, üniversiteye başka şehirlerden gelen öğrenciler için barınma seçeneklerini kısıtlamaktadır ve eğitimlerini sürdürmelerini engellemektedir.
Gıda ve malzeme temini: Malatya'da dışarıdan gelen sebze-meyve ve diğer gıda nakliyatının yeterli olmaması, öğrencilerin beslenme olanaklarını olumsuz etkileyecektir. Aynı şekilde, giyim-kuşam ihtiyaçlarının karşılanması için yeterli alışveriş merkezi olmaması da personel ve öğrencilerin temel gereksinimlerini karşılamasını güçleştirecektir.
Personel ve ailelerinin durumu: İnönü Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışan akademisyenlerin ilk, orta, lisede okuyan veya üniversiteye hazırlanan aile üyelerinin eğitim durumları da göz önüne alınmak zorundadır. Çünkü Malatya'da depremde pek çok okul yıkılmış ve zarar görmüş vaziyettedir. Bu da okulların eğitime hazırlanmasını güçleştirdiği gibi öğrenci nüfusunda yoğunlaşmaya sebep olmaktadır. Yaşanan bu afet nedeni ile akademisyenlerin çoğu Malatya dışındaki yerlerde evler kiraladılar ve sığındıkları illerde çocuklarını okullara kayıt ettirdiler ve onların geleceklerini planladılar. Yüz yüze eğitim nedeni ile bu insanların Malatya'ya çağrılması hem ailelerinin hem de çocuklarının eğitim süreçlerini olumsuz etkileyecektir. Ailelerini getirmeden sadece akademisyenlerin gelmelerinin istenmesi ise anayasal güvence altında olan ailenin birliği anlayışında olumsuz etkilere neden olacaktır.
Sağlıkla ilgili problemler: Deprem bölgesi olan Malatya'da içme sularının hala kirli olması, halen hızla devam eden bina yıkımlarından ortama saçılan asbestin nefes yolu ile alınması ciddi sağlık problemlerini de bölgede yaşayan ve yaşayacak olanlar için beraberinde getirecektir. Yıllar sonra, havaya karışan bu tozlar yüzünden orada yaşayan veya yaşamak zorunda bırakılan insanlar için kanser tehlikesi ciddi risk olabilecektir.
Tüm bu olumsuzluklar, İnönü Üniversitesi'nin 2023-2024 öğretim yılında yüz yüze eğitime geçmesinin mümkün olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Eğitim kalitesinin ve öğrencilerin güvenliğinin ön planda tutulduğu bir öğretim yılı için, üniversite yönetiminin daha gerçekçi ve sağlam adımlar atması gerekmektedir. Şu anki koşullar altında yüz yüze eğitimin gerçekleşmesi için uygun bir zemin bulunmamaktadır. Yapılması gereken 2023-2024 öğretim yılında üniversitenin eksikliklerini gidermek için çalışmak ve öğretimi uzaktan eğitim olarak sürdürmektir. Bu şartlar altında öğrenci ve öğretim üyelerini Malatya'ya toplamak, sağlıklı bir zihin gerektiren eğitim faaliyetlerinin olumsuz yönde seyretmesine neden olacaktır. Üniversite yönetiminin yüz yüze eğitimde ısrar etmesinin izahı mümkün değildir. Akademisyen ve öğrencileri Malatya toplamak yerine uzaktan eğitimde devam etmek ve zaten çoğunun barınma sorunu olan akademisyenlerin ikamet sorunu çözdükleri yerlerden uzaktan eğitim olarak eğitim faaliyetlerine katılmalarının sağlanması en akılcı çözüm olarak görülmektedir.
M.SAİD YALÇIN