Kayısı Dondu, Destek Yok: Üretici Yalnız, Tarım Sistemi Sessiz
Cebrail Kandemir
Türkiye'nin kayısı cenneti olan Malatya ve çevresi, her yıl baharla birlikte umutla çiçek açan ağaçların donla kavrulmasını izliyor. Özellikle bu yıl (2025) Mart ayının sonunda ve Nisan başında yaşanan ani sıcaklık düşüşleriyle, çiçek açmış kayısı ağaçları büyük zarar gördü. Üretici yine mağdur, yine yalnız. Ne yazık ki bu bir ilk değil; ama çözüm de ortada yok.
Üretici Yalnız Bırakılıyor
Her yıl yaşanan bu felaketin ardından sosyal medya üretici videolarıyla doluyor: 'Ağacım yandı mı?', 'Budama yapılır mı?', 'Çiçeği döküldü mü, kurtulur mu?' gibi sorular artık bilgi kirliliğine dönüşmüş durumda. Üretici, uzman görüşü yerine kulaktan dolma bilgilerle yolunu bulmaya çalışıyor.
Oysa Tarım Bakanlığı, Tarım İl Müdürlükleri, Ziraat Odaları ve Ziraat Mühendisleri'nin sahada ve üreticinin yanında olması gerekmez mi?
Toprak analizi
Fidan seçimi
İklime uygun gübreleme ve sulama
Budama ve bakım önerileri
Don önleme teknikleri
Bu konularda üreticiye eğitim verilmesi, doğru yönlendirme yapılması gerekirken, üretici hl kendi imknlarıyla çare arıyor. Devletin zirai destekleme politikası sadece mazot-gübre desteği değil, bilgi desteği de olmalı.
Sosyal Medya 'Ziraatçılar'ı ile Tarım Yürütülemez
Bugün neredeyse her kayısı üreticisi, budama ve zirai mücadeleyi YouTube videolarından veya Facebook paylaşımlarından öğreniyor. Oysa her bölgenin, her toprağın, her ağacın ihtiyacı farklıdır. Bilimsel bir yaklaşım olmadan yapılan bu 'taktiksel' uygulamalar, çoğu zaman faydadan çok zarar getiriyor.
Zirai Kurumlar Nerede?
Birçok üretici, sadece kr odaklı fidancılar tarafından yönlendiriliyor. Hangi fidanın nereye dikileceğini, hangi gübrenin ne zaman verileceğini bile bazen 'fırsatçı satıcılardan' öğreniyor. Ziraat Odaları neden rehberlik etmiyor? Tarım İl Müdürlükleri neden yıl boyunca köy köy dolaşarak üreticiye destek olmuyor?
Kayısıyı Sadece Don Değil, İlgisizlik de Öldürüyor
Bu yıl yaşanan don olayı, sadece doğanın değil, sistemsizliğin ve ihmalin bir sonucudur. Bugün bir üretici, ağacının yanıp yanmadığını anlamak için bıçağıyla dal kazıyor, çiçek sayıyor, hayal kırıklığıyla sosyal medyaya sığınıyor. Peki bu tablo, Türkiye'nin tarım politikasıyla ne kadar örtüşüyor?
Ne Yapılmalı?
Tarım Bakanlığı ve il müdürlükleri, riskli iklim bölgelerinde erken uyarı sistemlerini aktif etmeli.
Üreticilere düzenli eğitim ve saha desteği sağlanmalı.
Ziraat mühendisleri sadece masa başında değil, arazide ve üreticinin içinde olmalı.
Sosyal medya bilgi kirliliğine karşı doğru bilgiler içeren resmi yayınlar ve rehberler hazırlanmalı.
Don sonrası zararın tespiti hızlandırılmalı ve TARSİM sigortası olmayan üreticiye dahi destek yolları araştırılmalıdır.
Sonuç olarak, kayısı üreticisi yalnız değildir, olmamalıdır. Kurumlar, bu coğrafyanın alın teriyle var olan bu değerli ürünü kaderine bırakmamalıdır. Bugün suskun kalırsak, yarın sadece kayısıyı değil, tarımı da kaybederiz.