Kiraz, 'Skandal Sadece Malatya Değil, Tüm Türkiye'de Konuşuluyor'
Kiraz, 'Skandal Sadece Malatya Değil, Tüm Türkiye'de Konuşuluyor'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya İl Başkanı Enver Kiraz, “Yeşilyurt Belediyesi'ni savunmak, görevi kötüye kullanmış olan bir belediye başkanını, insan kaçakçılığını resmi yollardan yapmış olan bir belediyeyi, belgede sahtecilik yapan bir anlayışı savunmaktır” dedi.
Yeşilyurt Belediyesi Meclis Üyelerinin katılımıyla il teşkilatında açıklama yapan Kiraz, Yeşilyurt Belediyesi'nde yaşanan skandalın sadece Malatya değil, tüm Türkiye'de konuşulup, tartışılmaya devam edildiğini ifade etti.
Kiraz, CHP'li Yeşilyurt Belediyesi Meclis Üyeleri'nin verdikleri soru önergesiyle Yeşilyurt Belediyesi aracılığıyla Almanya'ya gönderilen 45 kişiden 43'ünün geri dönmediğinin ortaya çıktığını kaydederek, “Biz bir soru sorduk. Yurt dışına insan kaçakçılığı ile ilgili durum nedir diye anlamaya çalıştık çünkü elimizde belge ve bilgiler vardı. Bu bilgiler ışığında Yeşilyurt Belediyesine zor bir soru sorduk” diye konuştu.
Son dönemlerde Türkiye genelinde iktidara zor ve cevap veremedikleri bir soru sorduklarına dikkat çeken Kiraz, “Bu soru iktidarın kimyasını bozmuş durumda. ‘128 milyar nerede?' diye soruyoruz. Burada da Yeşilyurt Belediyesi'nin, Malatya AKP milletvekillerinin, Malatya AKP örgütünün kimyası '43 kişi nerede?' diye sorduğumuz soruyla bozulmuş durumda. Tabii biz bu 43 kişiyi sorduktan sonra elbette ki AK Parti il yönetimi, il başkan, milletvekilleri bir şey söyler diye bekledik. Bir kısmı halen suskun, il başkanı dahil olmak üzere onların ne düşündüğünü kamuoyu da, bizde gerçekten merak ediyoruz. Bir kısmı da maalesef Yeşilyurt Belediyesi'ne desteğe gittiler ve o iki vekilin acizliğini bütün Malatya gördü. Böyle bir durum karşısında belediyeyi savunma pozisyonuna bürünmeye çalıştılar. Bu iki vekilin aslında Malatya kamuoyundaki en büyük acizliğiydi. Yeşilyurt Belediyesi'nde böyle bir skandal olmuş biz beklerdik ki; milletvekilleri gidip orada bizim milletvekilimizin yaptığı gibi “Böyle bir insan kaçakçılığı söz konusu değil, böyle bir işe bizim belediyelerimiz imza atmaz” desinler. Biz bunu beklerken bir anda bu konuyu gündeme getiren hem bize hem meclis üyelerimize hem yazan-çizen gazetecilere, Malatya'da bunu tartışan herkese hakaretlere varan ifadelerini gördük” ifadelerini kullandı.
Kiraz, milletvekillerinin açıklamalarından kesitleri gazetecilerle paylaşarak, şunları söyledi: “Adeta hem suçlu hem güçlü olsa bu gerek. Gerçekten ibretle izlediğimiz açıklamaları var. Milletvekilleri bu açıklamaları yaparken bile milletvekili olduklarını unutmuş durumdalar. Bir milletvekili “Olayın aslında sadece Yeşilyurt Belediyesi'ne indirgenmesini, Yeşilyurt Belediyesi'nin Türkiye gündemine yansıtılmasını çok şık ve doğru bulmuyoruz” diyor. Yeşilyurt Belediyesi'nde 43 kişi bir protokol çerçevesinde yurt dışına gitmiş ve geri dönmemiş. Bu doğru ama bunu Türkiye gündemine taşımak ve kamuoyu oluşturmak doğru değil, öyle mi? Bu milletvekili devam ediyor, “8-10 belediyede daha aynı konunun olduğunu basından duyduk” diyor. Sanki milletvekili değil, sokakta ya da kahvede oturan Ahmet ağa. Ahmet ağada zaten onu basından duydu. Sen milletvekilisin ve bu sorumlulukla hareket etmek zorundasın. Bildiğin bir şey varsa belgeleriyle, bilgileriyle ortaya koymak durumundasın. Bizim meclis üyelerimiz nasıl belge ve bilgileriyle bu soruyu sorabiliyorsa, senin de bildiklerin varsa belge ve bilgileriyle ortaya koyarsın. Ayrıca, başka belediyeler var diye bu konu normal mi? “Başka belediyelerde var” diyerek aslında konuyu normalleştirmeye çalışıyorlar. Konu normal bir konu değil, adeta resmi yollardan insan kaçakçılığı yapılmış.”
Yurt dışına giden ancak geri dönmeyen 43 kişiyle para karşılığında anlaşıldığını düşündüklerini iddia eden Kiraz, bu kişilerin terör örgütleriyle bağlantılarının olup olmadığını düşündüklerini belirtti.
Kiraz, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını anımsatarak, “Bu kişiler yurt dışına çok rahat gidiyor. Belediyenin vermiş olduğu gri pasaportlarla, rahat otobüs koltuklarında uyuyarak, hiçbir yerde bir uygulama ya da başka bir şeye takılmadan yurt dışına gidiyorlar. Sende geliyorsun ve bunu savunacak bir duruma düşüyorsun. Bunu savunacak duruma düşüyorsan, milletvekilliğini yapma daha iyi. Böyle milletvekilliği yapmaktansa bu işi yapma. Bir diğer milletvekilinin daha vahim açıklamaları var, asıl hakaretleri de o milletvekili yapıyor. “Bilinçli bir şekilde sadece Malatya'da yapılmış izlenimi vererek, AK Partili belediye başkanını yıpratmaya yönelik olarak yapılan bu çalışmalar hadsiz, alçakça, hukuksuz buluyorum” diyor. Bir kere hadsiz sensin çünkü belediyen böyle bir suç işlemiş ve bunu sorgulayanları hadsizlikle suçlayabiliyorsun. “Alçaklıktır” diyor, bunu gündeme taşıyan herkese söylüyor. Bu konuyu tartışanların hepsini alçaklıkla suçlamak gerçekten ancak bir AKP milletvekiline yakışır. “Hukuksuz buluyorum” diyor. Hukuksuz bulduğu da biz bir suç duyurusunda bulunmuşuz bunun gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Hukuksuz dediği durum karşısında bir belediye başkan yardımcısı, bir vali yardımcısı ve iki il müdürü görevden alınmış. Madem hukuksuz bu adamları neden görevden aldınız? O adamların üzerine atarak olaydan sıyrılamazsınız” dedi.
“Asıl suçlu Yeşilyurt Belediye Başkanı'dır” diyen Kiraz, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu sürede nasıl ki belediye başkan yardımcısı soruşturmanın daha sağlıklı yürümesi için görevden el çektiriliyorsa, acilen belediye başkanı soruşturmanın sağlıklı yürümesi için görevden el çektirilmelidir. Bir an önce bu soruşturma kapsamlı olarak yürütülmelidir. Tabii milletvekili “fitneyi arayan kişiler” diyor, kimsenin fitne falan aradığı yok, biz sadece 43 kişiyi arıyoruz. “Bu 43 kişi nerede, ne karşılığı yurt dışına götürdünüz, bu 43 kişiyi hangi protokol ve ne gerekçeyle yurt dışına götürdünüz de geri dönmediler?” diye soruyoruz. Tabii en çok hakaret eden milletvekilinin de mutlaka bir bağlantısı vardır diye de düşünüyoruz. Biz sonuna kadar ortaya çıkardığımız bu olaya sahip çıkacağız. Burada bir suç var ve suçlular cezalandırılıncaya kadar çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yeşilyurt Belediyesi'ni savunmak, görevi kötüye kullanmış olan bir belediye başkanını, insan kaçakçılığını resmi yollardan yapmış olan bir belediyeyi, belgede sahtecilik yapan bir anlayışı savunmaktır.”