Malatya'nın Hekimhan-Kuluncak sahalarında daha ayrıntılı arama çalışmalarının yapılacağı belirtildi.
Malatya'nın Hekimhan-Kuluncak sahalarında daha ayrıntılı arama çalışmalarının yapılacağı belirtildi.
Türkiye'de enerjide kendi kendine yetebilme çalışmaları devam ederken gözler bu alanda geleceğin değerli madeni olarak öne çıkan toryuma çevrildi. Hem kullanım alanı olarak hem de gelecek açısından büyük öneme sahip bir element olan Toryum ile Malatya, geleceğin enerji kaynağına ev sahipliği yapacak.
Son zamanlarda basında da sıkça duyulan toryum, geleceğin yeraltı madenleri arasında yer alıyor. Yer kabuğunda tek başına var olan ve bunu yapabilmek için başka bir radyoaktif elemente ihtiyaç duymayan bu konuda iki önemli radyoaktif elementten biri olan Toryum madeni, nükleer enerji santrallerinde kullanılmaya başlanacak.
Dünya'da toplam 1 milyon 780 bin ton olan toryum rezervinin 790 bin tonu Türkiye'de bulunuyor. Isparta ve Eskişehir tespit edilmesinin ardından Malatya'nın Hekimhan ve Kuluncak ilçelerinde de yüksek miktarda Toryum madeni tespit edildiği resmi kaynaklarda belirtildi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan bilgilere göre Hekimhan- Kuluncak sahalarında daha ayrıntılı arama çalışmalarının yapılacağı kaydedildi.
Resmi açıklamada, "Türkiye'de, geçmiş yıllarda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, Eskişehir- Sivrihisar-Kızılcaören yöresindeki nadir toprak elementleri ve toryum kompleks cevher yatağında, ortalama tenörü %0,2 ThO2 olan 374.000 ton görünür rezerv tespit edilmiştir. Ancak, söz konusu sahadaki toryumun zenginleştirilmesiyle ilgili teknolojik sorunlar henüz tam olarak çözülememiştir. Bu bölge haricinde, toryum yatakları tespit edilmiş olan Malatya-Hekimhan-Kuluncak, Kayseri-Felâhiye, Sivas, Diyarbakır ve Burdur-Çanaklı sahalarında daha ayrıntılı arama çalışmalarının yapılması sonucunda, ülkemizin toryum rezervinin artacağı tahmin edilmektedir. Bulunan ve araştırılmakta olan toryum yatakları ile Türkiye'nin, dünyanın en büyük toryum rezervine sahip ülkelerden biri konumunda olduğu söylenebilir. Teknolojik sorunların çözülebilmesi şartıyla, Türkiye, nükleer enerji hammaddesi olan toryum açısından önemli bir potansiyele sahiptir ve zenginlik sınıflandırmasında toryum madenimiz çok zengin madenler sınıfında bulunmaktadır." İfadelerine yer verildi.
TORYUM ÖZELLİKLERİ
Ortalama 60 farklı minerali içinde barındıran toryumun esas bileşeni torit, torianitin ve bastnazittir. Uranyum, Kurşun, Maganez, Kalay, Alüminyum, Magnezyum, Sodyum ve Demir gibi çok sayıda maddeyi de bileşiğinde bulundurmaktadır. Erime noktası 1750 santigrat derecedir. Kaynama noktası ise 4000 santigrat derecedir. Korozyona karşı oldukça dayanıklıdır. Suda çözünemez. Oda sıcaklığında dengeli bir şekilde kalırken, toz halinde olması durumunda kolay bir şekilde yanmaktadır. Bu da thO32 şekline bürünmesine neden olmaktadır. Periyodik tablonun 3-B grubunda yer almaktadır. Gümüşî beyaz ve kurşun rengindedir. Saflaştırıldığında çelik ve alüminyum görünümüne sahip olmaktadır. Tel ve levha haline getirilebilir. Havadan etkilenmemekte fakat hidroklorik asitten etkilenmektedir. Akkor kıvılcım çıkararak oksitlenmektedir. Sıcakta halojenler, hidrojen, azot ve kükürtle bileşikler oluşturmaktadır. Parlaklığını birkaç ay koruyabilir. Havada ısıtılması durumunda tutularak beyaz bir ışık saçmaktadır.
TORYUM NERELERDE KULLANILIR?
Radyoaktif bir madde olan toryumun kullanım alanları oldukça kısıtlıdır. Bu nedenle teknolojinin ilerlemesi, toryumun kullanım alanlarının da genişlemesini sağlamaktadır. Savaş uçağı motoru, füzeler, yüksek çözünürlüklü kamera mercekleri, uzay araçları, elektronik cihazlar, yüksek ısıya dayanıklı potalar, lüks lamba gömlekleri, flaman kaplamaları, bilimsel alet mercekleri ve çok sayıda kimyasal işlem gerektiren alanlarda toryumdan faydalanılabilmektedir.
Doğada saf halde bulunamaması nedeniyle diğer maddelerden ayrıştırma ve fizibilite açısından pahalı olması, kullanım alanını daraltmaktadır. Önemli bir atom enerjisi kaynağı olan toryum, nükleer reaktörler açısından uranyuma oranla daha temiz bir kaynaktır. Yakıt döngüsünde uranyumdan daha az Plütonyum ve Trans Uranyum elementlerini sağlamaktadır. Bu da geleceğin nükleer yakıt kaynağı olarak bilimsel çevrelerde kabul edilmesini sağlamaktadır. Fakat henüz toryum ile çalışmakta olan ticari ve ekonomik ölçüde nükleer tesis bulunmamaktadır.
Teknolojinin de ilerlemesiyle birlikte Ar-Ge çalışmaları, toryumun kullanım alanlarının artması ve ticari olarak daha ekonomik bir şekilde üretilmesi için çalışmalara hızla devam edilmektedir. Kullanılmış yakıtın depolanması ve atık olarak işlem görmesi, tekrar yakıt olarak kullanılması, yeni yakıtların işlenerek gömülmesi gibi uygulamaları da kapsayan nükleer yakıt çevrimi, nükleer yakıt olarak kullanılmış olan uranyum ve plütonyumun kullanıldıktan sonra yeniden kazanılmasını sağlamaktadır. Fakat bu yöntem, toryum için henüz kullanılmaya başlamamıştır.