Başkan Yılmazoğlu, 'Deprem Bölgesindeki Eğitim Sorunlarına Kapsamlı Çözümler Gerekiyor'

Milli Eğitim Bakanlığı’nın son dönemde aldığı kararlar, deprem bölgesindeki eğitim sistemini derinden etkilemektedir. Mevcut mevzuat ve uygulama yöntemleri, bu bölgelerin acil koşullarına uygun olmaktan uzaktır. Norm kadroların güncellenmemiş olması ve resen atama uygulamaları, öğretmenlerimizi belirsizlik ve mağduriyetle karşı karşıya bırakmaktadır.

Depremin yarattığı tahribat, okullarda hâlâ derinden hissedilmektedir. Yıkılan binaların yerine sağlam kalan okullarda ikili eğitim sistemi uygulanmakta, öğrenci sayısındaki azalma nedeniyle şube sayıları azaltılmaktadır. Ancak İl Milli Eğitim Müdürlükleri, tasarruf tedbirleri genelgesini gerekçe göstererek, şube birleştirme ve yeni şube açmama yönünde kararlar almakta, bu da mevcut sınıflarda aşırı kalabalığa ve eğitim kalitesinin düşmesine yol açmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde, öğretmenlerin zorla başka yerlere atanması hem hukuki hem de eğitimsel açıdan sorunlar yaratmaktadır. Deprem bölgesindeki öğretmenlerin yerinde kalması, eğitim faaliyetlerinin sürekliliği ve öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanması açısından büyük önem taşımaktadır.

Kamuda uygulanan tasarruf tedbirleri genelgesinin, deprem bölgesinde pozitif ayrımcılık yapılarak uygulanması zaruridir. Deprem bölgesinin özel koşulları göz önüne alınarak, norm kadro güncellemeleri ve tasarruf tedbirleri genelgesinin burada geçici olarak farklı şekilde uygulanması, eğitim kalitesini ve bölge halkının yeniden yapılanma sürecini destekleyecektir.

Eğitim-öğretim yılının başladığı bu dönemde, bazı illerde İl Millî Eğitim Müdürlükleri’nin 26.08.2024 tarihli ve 2024/57 sayılı Genelgeye dayanarak norm kadroları güncellemeden işlem yaptığı görülmektedir. Bu Genelgeye göre, tercihlerine atanamayan öğretmenlerin, norm fazlası oldukları ilçe içerisinde veya il genelindeki herhangi bir kuruma resen atanacakları belirtilmiştir. Ancak, öğretmenlerin mazeretleri ve tercihlerinin göz önüne alınarak, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 53’üncü maddesi çerçevesinde atamaların yapılması gerekmektedir.

Bakanlığın talimatıyla İl Müdürlükleri, norm kadro güncelleme takvimini beklemeden aceleci işlemler yapmaktadır. Yeni açılan ve kapanan okullar, sınıflar gibi faktörlerin netleşmesini beklemeden yapılan bu işlemler, öğretmenlerin mağduriyetine yol açacaktır.

Bu nedenle, Bakanlığın resen atamaları içeren maddeleri bir an önce yeniden gözden geçirmesi ve mağduriyetleri önlemek için gerekli düzenlemeleri yapması acil bir ihtiyaçtır. Norm kadro güncellemeleri tamamlanmadan yapılan atamalar, yüksek puanlı öğretmenlerin normlarının düşmesine neden olarak düşük puanlı öğretmenlerin norm fazlası olmasına yol açabilir. Bu durum, hukuki sorunlara ve iş ortamının bozulmasına neden olacak, ayrıca yeniden bir norm fazlası öğretmen ataması ihtiyacını doğuracaktır.

Okul idarecileri ve öğretmenler, bu süreçte adeta kaderlerine terk edilmiştir. Deprem bölgesindeki okullarda ciddi temizlik ve hijyen sorunları yaşanmakta ve yakın geçmişte yaşadığımız salgınlardan ders alınmadan, bu sorunlar çözümsüz bırakılmaktadır. Bu tür sorunlar, okul yöneticilerini yalnız bırakarak çözülemeyecek kadar ciddi ve karmaşıktır.

Öte yandan, İŞKUR ve TYP kapsamında okullara temizlik ve hizmet personeli sağlanması yönünde çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın IGUP adlı yeni sistemi ile okullarda temizlik ve hijyen sorunlarını haftada sadece 3 gün çalışacak personelle çözmeye çalışması, deprem bölgesinin ağır koşullarında yetersiz kalacaktır. Bu sistem, pozitif ayrımcılık gerektiren bu bölgede etkili olmayacak ve eğitim kurumlarının hijyen sorunlarını tam anlamıyla çözmeye yetmeyecektir.

Sonuç olarak, norm fazlası atamalarının eğitim kurumlarının norm güncellemeleri tamamlandıktan sonra yapılması, İl Müdürlüklerinin telafisi mümkün olmayan uygulama ve işlemlerden kaçınması gerekmektedir. Ayrıca, deprem bölgesinin bu süreçte hayat normale dönene kadar muaf tutulması gerektiğini vurguluyoruz. Okul temizlik personeli eksikliğinin, eğitimcilerin güvenlik sorunlarının ve hijyen krizinin acilen çözülmesi gerekmektedir. Okul yöneticileri ve öğretmenleri yalnız bırakılmadan, bu sorunların çözümü için kapsamlı ve etkili adımlar atılmalıdır.

Eğitim Gücü Sendikası Malatya Temsilciliği olarak, tüm bu sorunların çözümü noktasında her türlü desteği vereceğimizi ve öğretmenlerin haklarını savunmak adına her türlü hukuki ve sosyal mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtiriz. Kamuoyunun dikkatini bu önemli sorunlara çekmek için elimizden gelen her şeyi yapacak, eğitimde adaletin ve istikrarın sağlanması için gereken tüm adımları atacağız.