Bunlar görevi kötüye kullanmamış, kötülüğü kendine görev edinmiş!

Bunlar görevi kötüye kullanmamış, kötülüğü kendine görev edinmiş!

Malatya Yeşilyurt Belediyesi’nin sözde “Çevreye Duyarlı Birey Yetiştirme” projesi kapsamında 90 kişiyi yurt dışına kaçırması sonrası başlatılan soruşturma tamamlandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, gri pasaport skandalı sürecini “kokuşmuş rezil bir düzenin yansıması” olarak tanımladı.

CHP’li Ağbaba’nın açıklaması şu şekilde:

AKP’li isimler organize kaçakçılık “işinden” milyonlar kaldırmış

Geçtiğimiz hafta gri pasaport skandalındaki yeni gelişmeleri paylaştığımız basın toplantısından iki gün sonra nihayet iddianame tamamlanabildi. İddianamede yer alan ifadelere bakınca görüyoruz ki, bu skandal düşündüğümüzden daha kapsamlı boyutları olan bir suç teşkil ediyor. İşin içinde insan kaçakçılığı var, rüşvet var, görevi kötüye kullanma var, terör örgütüne yardım var, tehdit, şantaj ne ararsan var. Herkes birbiriyle irtibatlı ama savcılık ifadelerinde hiçbiri birbirini tanımıyor. İddianamede kişi başı 4500 ile 7000 Euro arası para alındığı belirtiliyor. Sadece Yeşilyurt’ta 90 kişinin kaçırıldığını düşününce tüm Türkiye’de bu suçu işleyen AKP’li belediyelerin onlarca milyon lira bu işten para kaldırdığını anlıyoruz.

Bunlar görevi kötüye kullanmamış, kötülüğü kendine görev edinmiş!

İddianamede birtakım ilginçlikler var. Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı Bekir Karakuş’un bu işin odağında olduğu net bir şekilde görülüyor ama nedense “göçmen kaçakçılığı” suçundan ceza isteniyor. Görevi kötüye kullanma suçundan takipsizlik veriliyor. Bu kişi belediye başkan yardımcısı olmasa göçmen kaçakçılığı yapabilir mi, yapamaz. Neye göre bu karar verilmiş bilmiyoruz. Bu kişi görevi kötüye kullanmamış, kötülüğü kendine görev edinmiş. Ersin Kilit bu şahsa 40 bin Euro para verdiğini söylüyor, güya bu parayı kardeşine iletmesi için Karakuş’a vermiş. Karakuş’a bu sorulunca “parayı aldım ama Kilit’in kardeşine şoförümle yolladım, banka havalesi yaptım, belediyenin hayır çarşısına aktardım” gibi değişik açıklamalar yapıyor.

Hiçbir şeyden haberin yoksa niye o koltukta oturuyorsun?

Belediye Başkanı Mehmet Çınar’ın ifadesi de trajikomik. Yurt dışına kaçırılan kişilerden haberi yok. Bu kişiler neye göre seçildi, bilmiyor. Tüm ifadesi baştan aşağı “bilmiyorum, hatırlamıyorum, sonradan öğrendim” cümleleriyle dolu. Hiçbir şeyden haberin yoksa, hiçbir şeyi bilmiyorsan ne diye o koltukta oturuyorsun diye sorarlar. Üstelik tanıkların ifadesine göre öyle bilmediği bir durum da yok. Başkanın defalarca uyarıldığını da görüyoruz. Mehmet Çınar kendisini uyaranlara “Gidenleri bizimkiler tanımıyor. Bu işi kurcalama, başın ağrır, hayatın tehlikeye girer” diye üstü kapalı tehdit ediyor. Belediyeye bu iş sonucunda ciddi para akışı olduğuna dair iddialar da var ama görünen o ki, başkanın bunlardan da haberi yok(!).

Kepazeliğin adeta cisimleşmiş hali!

Gri pasaport sürecinde yaşananlar bize baştan aşağı kokuşmuş rezil bir düzenin resmini çiziyor. Belediye insan kaçırmak için para karşılığı paravan bir dernek buluyor. Derneğin üye kaydı bile yok. Yurt dışına kaçırılan kişilerin PKK Terör Örgütüyle ilgisi olup olmadığı sorgulanıyor. Bu kişiler için gri pasaport alınıyor. Valiliğin “olur” yazısı verip vermediği belirsiz. İçişleri Bakanlığı soruşturma yapıyor, aylar sonra biten soruşturmanın sonuçları yok. Belediye başkanları suçunu basın yoluyla alenen itiraf etmesine rağmen, Danıştay belediye başkanlarına “soruşturma yapamazsınız” diyor. Suçlular AKP’liyse tahliye ediliyor. Kepazeliğin adeta cisimleşmiş hali.

Şikayetçi de meğer geçmişte gri pasaportla benzer projeler yapıyormuş

Gri pasaport skandalını savcılığa şikayet eden kişinin eski AKP milletvekili adayı olduğu ve kendisinin de benzer projeleri başka ilçelerde yaptığı ortaya çıkıyor. Kamu yararıyla en ufak ilgisi olmayan bir avuç kişi, para için, rant için halkın vergilerini yiyor, rüşvet alıyor, iş yapıyor, birbirini gammazlıyor. Peki sonuç ne: Hepsi suçsuz, kurumlar birbirinden habersiz, Danıştay soruşturma izni vermiyor, Valilik “ben izin vermedim” diyor, İçişleri Bakanlığı zaten Soylu’nun elinde, tutuklular ise salıveriliyor, ne âlâ memleket! Her şey tıkır tıkır işliyor. Peki paralara ne oldu, bilmiyoruz. Bu paraların, ülkemizin itibarını sarsanların, bu kepazeliğin hesabı sorulacak. Bu dosya öyle kolay kolay kapanmayacak

Pusulamalatya

Bakmadan Geçme