'Ev sahipleri ve Emlakçı'lar vicdani sorumluluklarını unuttular'
Ev sahipleri ve emlakçılar tarafından uygulanan fahiş kira fiyatları, maalesef toplumun en zor durumda olan kesimini daha da zor bir hale getirmektedir.
Depremzedeler ve kiracılar için yaşanan sıkıntılara dini bir perspektiften baktığımızda, İslam dini açıkça insanların birbirlerine yardım etmelerini ve dayanışma içinde olmalarını vurgular. Ancak, gerçek hayatta bu değerlerin bazı kişiler tarafından göz ardı edildiği ve haksız kazanca dayanan bir yaklaşım sergilendiği acı bir gerçektir.
Ev sahipleri ve emlakçılar tarafından uygulanan fahiş kira fiyatları, maalesef toplumun en zor durumda olan kesimini daha da zor bir hale getirmektedir. Özellikle emlak sektörü ve ev sahipleri maddiyatı zirvesinde düşünmekte,Kiralarını inanılmaz miktarlara çıkarmakta ve depozitoyu da ekleyerek kiracıların üzerinde ciddi maddi yükler oluşturmaktalar
12 bin ₺ evinin kirasına isteyen bir ev sahibi depozito ve emlakçı dahil olarak bir ayda 36 bin TL gibi astronomik bir ücret talep eden ev sahibinin kâr hırsını ortaya koyan acımasız bir davranıştır. Emlakçı da maalesef bu harama ortak olmaktadır. Eğer adil ve dürüst olsalardı, ev sahiplerinin bu hırsına karşı zamanında şeytanın bacağını kırmış olabilirlerdi!
Bu durum, düşük bir gelire sahip olan ve asgari ücretle çalışan bir insanın verebileceği bir meblağ değildir. 11.400 TL gibi bir asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışan bir insan için, bu talep karşısında ne yapacağını bilemez hale gelmesi gerçekten yürek parçalayıcıdır.
İşte bu noktada adalet, vicdan ve insani değerler ön plana çıkmalıdır. İnsanların kar elde etmek uğruna zor durumdaki diğer insanlardan daha fazla kazanmaları, İslam'ın öğrettiği değerlerle bağdaşmamaktadır. İslam dini, haksız kazanca karşı tavır alırken, emlak sektöründeki bu tür ahlaki çöküntüleri kabul etmeyiz.
Bu gibi haksızlıklara karşı toplum olarak mücadele etmeli ve adaleti savunmalıyız. Ev sahipleri ve emlakçılar vicdani sorumluluklarını yerine getirerek insanların zor durumlarında yardımcı olmaya odaklanmalıdır. İnsanların ev sahibi olma veya kira ödeme gibi temel ihtiyaçlarına adaletli ve insani çözümler sunabilmeliyiz.
Sonuç olarak, ev sahipleri ve emlakçılar tarafından uygulanan bu tür haksız uygulamalara karşı toplum olarak tepki göstermek ve doğru olanı savunmak bizim sorumluluğumuzdur. İslam'ın öğrettiği adalet ve yardımlaşma değerlerine uygun hareket etmeli ve insanların mağduriyetlerini gidermek için çaba sarf etmeliyiz. Toplumun vicdanı, adaleti sağlamak ve insanların daha insani bir yaşam sürmelerini sağlamak için mücadele etmeli, haksızlıklara karşı durmalıyız.
Hüseyin Şevki Topuz