Geleceğin Kodları

Geleceğin Kodları

    İlk medeniyetin başlangıcından itibaren insanlığın varlığı, sürekli yeni gereksinimlere ihtiyaç olarak problemleri çözmeyi amaçlamıştır. Nüfus artışı, besin ve yer bulma ihtiyaçlarını ortaya çıkarmış ve zamanla ticaretin de gelişmesi, coğrafi keşifler ile birlikte ulaşabildiği son noktaya varmıştır. Dünya üzerinde keşfedilebilecek alanlar daralsa da bu keşiflerin sonuçlarını kullanmak ihtiyacı, teknolojik gelişmeleri zorunlu hale getirmiştir. Zorunluluklar ve ihtiyaçlar günden güne değişerek artmaya başlamış ve ticaretin de etkisi ile önce iletişim sektörü, ardından iletişimin hızlanması ve ticari maliyetlerin düşürülmesi amaçlanmıştır. İşte böyle bir ortamda tüm bu unsurların bütünleştirilmesi bilgisayar teknolojisini ve beraberinde milenyum çağını başlatmıştır.
    Bilgisayar teknolojileri ilk üretildikleri zamanda sadece toplama işlemi yapabiliyor olsa da sürekli kendini yenileyen sektörlerin en başında gelir. Donanımsal gelişmeler ve mekanik kuramlar, gelişen teknoloji içerisinde kontrol edilebilmeleri ve işlemleri hızlandırabilmeleri için algoritmik sayısal dizilimlerin oluşmasını sağlamış ve yazılım dünyasının ilk adımlarını atmıştır. Çok yakın bir zamanda üretilen yazılımlar maliyetleri düşürmüş, işlem hızını güçlendirmiş ve günümüz kodlama teknolojisinin öncüsü olmuştur. İlk zamanlarında donanımsal elektriğin hareketleri gruplandırılarak anlam kazandırılmaya ve bu gruplara göre kodlama yapılmaya çalışılmışsa da, yazılım ve kodlama şimdilerde artık kendisi problemleri anlayarak kendisini kodlamaya bırakmaya başlamıştır.
    Geçmişten günümüze yazılım ve kodlama, birçok alanda otonom sistemlerin de dâhil olması ile birlikte, yapay zekâ teknolojileri ile taçlandırmaya başladı. Verileri algılayabilen, analiz edebilen ve bu analiz sonuçlarında kendi çözümünü üreterek, ifasını gerçekleştirebilen teknolojiler geliştirilmeye başlandı.
    Kodlama, şimdilerde yazılım mühendisliği alanında faaliyet gösterse de gelecek zamanlarda fabrikalarda üretilen bir çip’in kendi kendini kodlayarak amacına uygun yazılımını geliştirdiğini görebileceğiz. En çok da fabrikalarda üretim bandı olarak gördüğümüz otonom sistemlerinin parçalar halinde kurulumlarında, birbirlerini kodlama ile bütünleyebildiklerini görebiliriz. 
    1950’li yıllarda başlayan kodlama teknolojisinin geleceği ve dünü, şimdiki zamana çok uzak değil ve çok yakın bir zamanda yapay zekâ teknolojisi ile daha çok hizmet vermeye başlayacaktır. İnsanlığın ömrünün yetmediği kadar uzak mesafelerdeki gezegen ve yıldızların keşfinde, bilgi, belge ve numune alınmasında hatta buralarda oluşturabilecek yeni yaşam formları kurulmasında en büyük rolü alacaktır. Kodlama teknolojisi geleceği inşa edebilmemiz için kendi geleceğini hızlandırıyor. Şimdilerde parmaklarımızla düşüncelerimizi bilgisayar diline çevirebildiğimiz zamanlardan, düşüncelerimizi anlayarak kendi program kodlarını yazabilen teknolojilere geçebileceğiz.
    İnsanlık, doğa ve içinde yaşadığımız dünyamız için avantajlarını azami ölçüde kullanabildiğimiz her kontrol edilebilir teknolojik gelişmede, kodlama ve geleceğini görebiliriz. Çoğu zaman farkında bile olmadan kullandığımız en basit teknolojik üründe de kodlama ve geleceği vardır. Kim bilir belki kodlama kendi geleceği ile birlikte insanlığa ve çevreye daha temiz bir dünya bırakabilir, Ne dersiniz?
BİLGİSAYAR MÜHENDİSİ
ÖNDER SÖNMEZ
 

Pusulamalatya

Bakmadan Geçme