- Haberler
- Malatya
- Hekim ve sağlık çalışanları: 280 gündür vahşi bir topluluğun yaptığı katliamları iliklerimizde yaşıyoruz
Hekim ve sağlık çalışanları: 280 gündür vahşi bir topluluğun yaptığı katliamları iliklerimizde yaşıyoruz
Hekim ve sağlık çalışanları: 280 gündür vahşi bir topluluğun yaptığı katliamları iliklerimizde yaşıyoruz
Hekimler ve sağlık çalışanları, 29 yıl önce aynı Srebrenitsa'da olduğu gibi, Gazze'de insanlık vasfı taşımadan çocuk-kadın-yaşlı demeden, yok edenleri lanetlediklerini belirttiler.
Türkiye'deki hekimler ve sağlık çalışanları tarafından her hafta düzenlenen "Sessiz Yürüyüş" eylemi 35'inci haftasında da devam etti.
Malatya'da "Hekimler, sağlık çalışanları terör soykırım ve işgale karşı yürüyor" sloganıyla siyonist işgal rejiminin Gazze'de ve sonrasında Refah'ta 280 gündür yaptığı soykırım tel'in edildi.
Eski İl Milli Eğitim Müdürlüğü binası önünden başlayan yürüyüş, Kernek Karagözlüler Camii önünde son buldu.
"Son 2 günde burası güvenli dedikleri bölgede 400 Gazzeli kardeşimiz şehit oldu!"
Basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, "Bizler burada zalime karşı zulmünü haykırmaya çalışıp zulme sessiz kalanlara haykırmaları gerektiğini söylemeye çalışırken, İsrailli alçaklar bir saat önce 70 tane kardeşimizi hem de burası güvenli dedikleri bir bölgede ne yazık ki şehit ettiler. Ve iki gündür şehit olan Gazzeli kardeşlerimizin sayısı 400 oldu. Bu kadar şehadete rağmen ne yazık ki dünyanın bu konuda artık duyarsızlaştığını acı bir şekilde görmekteyiz" dedi.
Doç. Dr. Özkan'ın konuşmasının ardından topluluk adına basın açıklamasını okuyan Hemşirelik Fakültesi son sınıf öğrencisi Feyza Karslıoğlu, "Bu zamanlarda 29 yıl önce aynı Srebrenitsa'da olduğu gibi çocuk-kadın-yaşlı demeden göz kırpmadan, insanlık vasfı taşımadan yok edenleri lanetliyoruz. Ratko Mladic nasıl 'Bosna Kasabı' olarak anıldıysa tarih bu varlıkları da insanlıktan en uzak köşeye koyacaktır" dedi.
"Her bombada, her saldırıda birer birer ölüyoruz"
Karslıoğlu, "Güneşin batmaya yüz tuttuğu bu anda, güneş olmaya gelen herkes hoş geldi. Bizler önlüklerimizin zaman geçtikçe sararmasını beklerken, kanla kıpkırmızı olan hekimleriz. Hastalarımızı iyileştirmek etmek için gece gündüz demeden çalışırken artık bizler de ölüyoruz. Her bombada, her saldırıda birer birer ölüyoruz. Fakat hekimler olarak farkındayız ki hastalıklı zihinler hala yaşıyor. Çocuk demiyor, yaşlı demiyor sadece ve sadece katlediyor. Yattığımız yerler yatak değil de diken olduğundan beridir buradayız. Bütün kimliklerden öte insan olan kardeşlerimiz için kıyamdayız. Elimizden gelenin en iyisini yapmak için gönlümüzü hiçbir zaman boşlukta bırakmıyoruz ve gönlümüze Filistin'i yerleştiriyoruz" dedi.
"280 gündür kasap bir topluluğun yaptığı delice vahşeti iliklerimizde yaşıyoruz"
Tamı tamına 280 gündür kasap bir topluluğun yaptığı delice vahşeti iliklerine kadar yaşadıklarına vurgu yapan Karslıoğlu, "Bu zamanlarda 29 yıl önce aynı Srebrenitsa'da olduğu gibi çocuk-kadın-yaşlı demeden göz kırpmadan, insanlık vasfı taşımadan yok edenleri lanetliyoruz. Ratko Mladic nasıl 'Bosna Kasabı' olarak anıldıysa tarih bu varlıkları da insanlıktan en uzak köşeye koyacaktır" diye konuştu.
"İşgalcilerin 7 Ekim'den itibaren süren saldırılarında şehid sayısı 38 bin, yaralılar ise 100 bini geçti
Karslıoğlu, "Yaklaşık bir asırdır Filistin'i işgal eden siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek vatanlarına ve mal varlıklarına el koymaktadır. İşgalci israil’in 7 Ekim'den itibaren süren saldırıları neticesinde şehid sayısı 38 bin, yaralılar ise 100 bin kişiyi geçmiş durumda. 20 bine yakın çocuk ise yetim kaldı. İsrail’in Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş, ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır" diye dikkat çekti.
"Kuvözdeki bebekler hastanenin elektriği kesilerek ölüme mecbur bırakılıyor"
Tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumunun engellendiğini anımsatan Karslıoğlu, şöyle devam etti: "Hastaneler ya bombalanıyor ya da kuşatılıp hastalar ölüme terk ediliyor, tıbbi malzeme depoları patlatılıyor, kuvözdeki bebekler hastanenin elektriği kesilerek ölüme mecbur bırakılıyor. 'Ölmem gerekiyorsa, sen yaşamalısın... Hikâyemi anlatmak için ...' demişti Refaat Alareer' ve eklemişti: 'Bizler rakamlar değiliz!' Bugün sizlere şehit rakamlar ile değil şehit hikâyeleri ile sesleniyoruz. Çünkü insanlığımız sayıların tarif edebileceğinden çok daha derin kayıplar vermektedir. Bugün sizlere, yaralılara şifa dağıtmak için aralıksız çalıştığı bir haftanın sonunda, uyumak için yastığa başını koyduktan sonra evine isabet eden bomba ile emanetini teslim eden doktor baba olarak, çocuğunun saldırılarda ağır yaralandığını, kızı hastaneye getirildiği zaman görüp sedyenin arkasından çaresizce koşan doktor anne olarak, torununun cesedini çadırlarda görünce teşhis edebilen, yorgunluktan bitap düşmüş sağlık çalışanı dede olarak sesleniyoruz. Bugün sizlere, yaralarını saramadığımız meslektaşlarımızın yaralarını dile getirmek adına buradayız. Çünkü onlar emanetini teslim edip bu emaneti hepimizin ellerine, diline, yüreğine bırakarak aramızdan ayrıldı."
"Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda ve boykotu alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak"
Karslıoğlu son olarak, "Biz Gazze’yi unutmadığımız, unutturmadığımızda, imkân olursa; gemilerle kardeşlerimizin yardımına koştuğumuzda, imkân ve şartlar müsait olmadığında; eylem ile yüreğimizdeki ateşi diri tuttuğumuzda, zulmedenlerin hangi akıbete uğrayacaklarını haykırdığımızda, dua ile Allah'tan yardım, sabır ve metanet dilediğimizde, boykotu gevşetmediğimizde, alışkanlık haline getirdiğimizde sevinenler mazlumlar olacak. Biz vicdanımızla, şuurumuzla, duamızla, eylemimizle Gazze’deki kardeşlerimizin yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Dünyadaki tek özgür kara parçası olan Gazze’ye ve onurlu ve hür insanlarına selam olsun. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!" ifadelerini kullandı. (İLKHA)