İki Milyar Müslümanın Kurban Bayramı

İki Milyar Müslümanın Kurban Bayramı

Yeryüzünde yaşayan iki milyar müslümanın bir yıl boyunca  iki dini bayramı var!.. 
Bunlardan ilki Ramazan bayramı, diğeri ise Kurban bayramıdır.
İslami bayram günleri, müslümanlar arasında sevgi ve kardeşlik duygularının bir volkan gibi fışkırdığı, birlik ve beraberlik bağlarının daha çok kuvvet kazandığı ulvi günlerdir.
Özellikle kurban bayramı, sosyal dayanışma ve sosyal adaletin gerçek manada tezahür ettiği bir İslami yardımlaşma günleridir.
Bayram günleri, kalplerden kin, haset ve husumet duygularının tamamen izale olduğu, müslümanlar arasında dargınlık, kırgınlık, çekişme ve ayrılığın büsbütün uzaklaştığı bir huzur günleridir. 
Bayram günleri, iyilik, güzellik ve faziletlerin mü’min gönüllerde karargah kurduğu mübarek günlerdir.
Kurban bayramında hali vakti yerinde olan mü’minler, okunan bayram hutbesini dinledikten sonra hemen kurbanlarının  başına giderek kurbanlarını keserler. 
Etinden eşe ve dostlarına ikram, komşu ve akrabalarına hediye, fakir, yetim ve kimsesizlere tasadduk ederek onların sevgi ve dualarını kazanırlar.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’ de mealen şöyle buyuruyor:
“Biz her ümmet için kurban kesmeyi meşru kıldık. Allah’ ın rızık olarak verdiği dört ayaklı davarlar üzerine(yalnız) Allah’ ın adını ansınlar diye. İşte sizin İlahınız bir tek İlah’ dır. O halde (hepiniz) O’ na teslim olun. (Habibim) sen muti ve mütevazı olanları müjdele.” (Hac,34)
   Kevser suresinde ise:
   “(Habibim) Hakikat biz sana kevseri verdik.” 
Yani biz sana nübüvveti, risaleti verdik. Seni alemlere rahmet olarak gönderdik. Nur ve hidayet kaynağı olan Kur’an’ı, Makam-ı Mahmud’ u ve şefaat-i Kübra ile onda pek çok hayırlar bulunan; suyu baldan tatlı, sütten beyaz, kaymaktan yumuşak olan cenetteki nehri verdik.
  “O halde Rabbin için namaz kıl, kurban kes.”(Kevser, 1-2) buyuruyor.
  İşte verilen bunca sayısız nimetlere karşılık bir şükür nişanesi olarak Rabbin için namaz kıl ve yine O’ nun rızası için kurban kes.
 Kurban bayramı günlerinde kesilecek kurbanın tarifi şöyledir:
Kurban, Allah’ ın rızasını kazanmak ve Allah’ a yakın olmak ümid ve gayesiyle belli zamanda, belli evsaftaki hayvanı boğazlamak ve kan akıtmaktır.
Müslüman, akıl ve baliğ, hür ve nisap miktarına malik olan her Müslüman üzerine kurban kesmek vaciptir.
Nisap miktarı mala sahip olan bir müslümanın elindeki malının zekatta olduğu gibi yıllanmış olması gerekmez. Bayramın üçüncü günü ikindi namazından evvel zengin olan müslümana kurban kesmek vaciptir. 
Kurban kesmenin vakti Hanefi mezhebine göre bayram namazı kılındıktan sonra başlar, bayramın üçüncü günü ikindi namazına kadar devam eder. 
Şafii mezhebine göre ise, bayram namazının kılınışından bayramın dördüncü günü güneşin batışına kadardır. 
Belirtilen bu zamandan önce ya da sonra kesilen hayvanlar kurban sayılmaz.
Kurban, deve, sığır, koyun ve keçi gibi hayvanlardan olur. 
Devenin beş yaşını, sığırın iki yaşını, koyun ve keçinin ise bir yaşını doldurmuş olması gerekir.       
Yalnız 6-7 aylık gösterişli, iri ve semiz olan kuzular da kurban edilir. 
Deve ve sığırın, koyun ve keçinin erkeğini kurban olarak kesmek evladır.
Keseceğimiz kurbanın kusursuz olmasına, kurban olmaya mani bir halinin bulunmamasına bilhassa dikkat etmeliyiz.
Bir gözü veya iki gözü kör, kemikleri içinde ilikleri kalmamış, dişlerinin çoğu dökülmüş, kulak ve kuyruğunun çoğu kesilmiş, anadan doğma kulaksız ve kuyruksuz, kesilecek yere ayağını basamayacak derecede gidemeyecek kadar topal, memelerinin başları kopmuş, kesilecek yere gidemeyecek kadar hasta, boynuzu kökünden kırılmış olan bir hayvan kurban olmaz.
Kurbanı ya kurban sahibi keser veya vekalet yoluyla müslüman bir kimseye kestirir. 
Ehl-i kitaptan olan Yahudi ve Hıristiyanlara kestirmek mekruh, müşriklere kestirmek ise haramdır.
   Sevgili Peygamberimiz(S.A.S) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde mealen şöyle buyuruyor: 
   “Her kim, kurban kesmeye gücü yeter de kesmezse bizim namazgahımıza yaklaşmasın(aramıza karışmasın)”(Feyzü’l- Kadir, 6/208)
 Havadan sudan bahaneler ileri sürerek kurban kesmeyi ihmal etmeyelim. 
 Bilelim ki, ibadette ihmallik, ilahi azabı gerektirir.
 Bayramın verdiği sevinç ve mutluluk ile mü’minlerin kalplerinin mesrur, yüzlerinin mütebessim ve nurlu, gözlerinin nur-u İlahi ile ışıl ışıl parladığı mübarek bayram günlerinde, boynu bükük, gözleri yaşlı ve kalpleri mahzun olan fakir, yetim ve kimsesizleri unutmayalım. 
Onlara yardım ellerimizi uzatalım ve kurban etlerinden gönderelim.
Sevinç ve mutluluk ifadelerinin yüzlerde adeta satır satır okunduğu bayram günlerinde onların da sevinmelerini temenni edelim. 
Yine bu günlerde bilhassa büyüklerimizi, anne ve babalarımızı ziyaret edip bayramlarını tebrik ederek hayır dualarını alalım.  
Şayet büyüklerimiz, anne ve babalarımız vefat etmişlerse, kabirlerini ziyaret edip Kur’an okuyalım ve bağışlanmaları için Allah’ a dua edelim.
Yalnız senede iki defa bayram namazı kılmak değil, günde beş defa okunan Ezan-ı Muhammedi’ ye kulak verip bu ilahi davete icabet ederek abdest alalım ve Allah’ ın huzurunda saflar bağlayarak namazlarımızı muntazaman kılalım. 
Fani ve sayılı günlerimizi ibadet nuruyla aydınlatalım. 
Dünyevi meşguliyetler, nefsani ihtiraslar bizi ibadetten alıkoymasın. 
Şayet şeytanın iğfalatına kapılır, nefsani arzulara esir, şehevi duygulara zebun olur, ibadete sırt çevirirsek netice itibariyle ilahi azaba düçar oluruz.
Kurban etlerini, eşe, dosta, hısım ve akrabaya, komşulara, fakir, yetim ve kimsesizlere dağıtalım ve derilerini hayır kurumlarına  vermeyi ihmal etmeyelim.  
Arefe günü sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü günü ikindi namazında sona eren ve her farz namazdan sonra okunması vacip olan teşrik ve tekbirleri unutmayalım.
   Dargınlarımız varsa bayram günlerini fırsat bilerek barışalım. 
   Yüce dinimizde üç günden fazla dargın kalmanın haram olduğunu bilelim. 
Bilhassa bayram günlerinde her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğimize, İslami kardeşliğimize önem verelim.
Birliğimizi bozucu, kardeşliğimizi tehdit edici durumlara meydan vermeyelim. 
Sevgi ve kardeşlik duygularıyla kucak açalım ve bu güzel duygularımızla sevelim birbirimizi.     
Gönül Kabe’mizde kin, haset, husumet, nefret, iftira, yalan v.b. gibi kötü duygulara yer vermeyelim. 
Arife günü sabah namazının farzından itibaren tekbirlerle karşıladığımız mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, bayram günleriyle gelen sevinç, bereket, huzur ve mutluluğun ömür boyu devamını dilerim.

Pusulamalatya

Bakmadan Geçme