İpekyolu'nda İletişim: Cengiz Han'dan Küresel Medya Devlerine

İpekyolu'nda İletişim: Cengiz Han'dan Küresel Medya Devlerine

Deve Kervanlarından Tır Filolarına yönelen İpekyolu’nda değişimim, Dünyayı Yerinden Oynatacak Bir Güce Ulaşması dikkat çekiyor. 


Horasan ya da Güney Türkistan olarak adlandırılan bölgeyi içine alan Afganistan’da 2021 yılının yaz aylarında siyasi kriz ortaya çıktı. Bunun sonucunda ise tüm dünyada belleklere kazınan insani kriz baş gösterdi. Taliban’ın Ağustos ayının ortasında Kabil’e girmesiyle doruğa çıkan bu kriz esnasında meydana gelen olaylarla ilgili olarak İpekyolu üzerindeki kadim topraklardan sağlıklı haber alma konusunda ciddi sorunlar yaşanmıştı. Nüfusunun önemli bir kısmını Özbek, Türkmen, Hazara, Aymak, Kırgız gibi dil ve kültür olarak Anadolu Türklerine yakın toplulukların oluşturduğu Afganistan’daki gelişmeler küresel haber ajanslarının süzgecinden geçerek, kimi zaman da oryantalist bakış açısıyla Türk kamuoyuna ulaşmıştı.

Aradan altı ay geçmeden bu seferde Uluğ Türkistan’ın kuzeyinde yani Kazakistan’da, 2022 yılı Ocak ayının ilk günlerinde meydana gelen olaylarda Ulu Bozkır’dan haber alma konusunda benzer hatta internetin de kesilmesiyle daha derin iletişim sorunları yaşandı.  Bu kez küresel medya kuruluşları da Kazakistan’daki olaylara Afganistan’a göre nispeten daha az ilgi gösterdiler. Onların boşluğunu ise Rus medyası doldurdu. 

Kazakistan’daki olayları aktaran çoğunluğu Rus olmak üzere Amerikalı, Avrupalı ve Çinli yayın kuruluşlarının yayınlarının içerikleri birbirinden farklı idi. Bu haber kaynaklarının menşei oldukları ülkelerin çıkarları doğrultusunda yayın tarzı benimsedikleri düşünülebilir. Bu kaynaklarının vermiş oldukları eksik ve yönlendirici haberlerin tetiklemesiyle de Türkiye’de hatta Azerbaycan’da sosyal medya hesapları üzerinden tartışmalar, tepkiler ve eleştiriler almış başını gitmişti. 

Deve Kervanlarından Tır Filolarına 

İpekyolu üzerindeki ulaşım, iletişim ve ticari faaliyetler bu yol ağı üzerinde kurulan şehirlerin sosyal ve kültürel hayatlarını etkiyerek kimliklerini oluşturmuştur. Kervanlar gidip geldikleri yolların oluşturduğu ağın üzerindeki şehirlerden sadece kıymetli kumaşlar, ipekler, baharatlar getirip götürmemiştir. Kervancılar dünyanın bir ucundan bir diğer ucuna sadece bir nakliye sistemi değil; aynı zamanda önemli bir haberleşme ağı oluşturmuşlardır. Tarih boyunca İpekyolu üzerinde Çin’den Akdeniz limanlarına oradan da Avrupa şehirlerine kadar gidip gelen deve kervanları önemli bilgi ve iletim araçları olmuştur. Cengiz Han tarafından uygulamaya konulan Ögeday’ın geliştirdiği posta (yam) sistemi (Koçak, 2019: 41) daha sonraki dönemlerde İpekyolu’na hâkim olmuş hanlar, hakanlar, sultanlar, cihangirler, çarlar ve imparatorların dönemlerinde gelişe gelişe modern döneme kadar gelmiştir.

Aradan yüzyıllar geçmiş olsa da Kazakistan’daki olayların en yoğun olarak yaşandığı Ocak ayının ilk haftasında Hazar Denizi kıyısındaki Aktau şehrinin limanında bekleyen Türk vatandaşı tır şoförleri bölgede yaşananları, görgü tanıdığı olarak Türk televizyonlarına canlı bağlantılarla anlattılar. Birebir olayların içinde olan şoförler gördüklerini birinci ağızdan anlatarak Türk kamuoyuyla önemli paylaşımlarda bulundular. Tıpkı bir muhabir gibi haber aktarımında bulunan şoförler İpekyolu’nun canlı bir organizma olduğunu bin yıllar geçse de sadece nakliye değil aynı zamanda iletişim alanında da canlılığını sürdürdüğünü gösterdiler. Bu görüntüler insanın aklına yüzyıllar önce Marco Polo’nun İpekyolu’nda gördüklerini Çin’de Kubilay Han’a anlatmasını getiriyor.

Dünyayı Yerinden Oynatacak Bir Güce Ulaşan Medya

Günümüzde medyaya doğrudan ya da dolaylı olarak ister propaganda ister uluslararası halkla ilişkiler isterse de kamu diplomasisi rolü verilsin uluslararası siyasetin kullandığı en önemli enstrümandır.  Daniel Katz, Graeme Burton ve Denis Mc Quail’e göre medyanın beş temel işlevi vardır. Bunlar; bilgilendirme, kültürel devamlılık, toplumsallaştırma, kamuoyu oluşturma ve eğlendirmedir (Mora, 2008: 79). Bu beş işleve manipülasyon ve dezenformasyonu da ekleyenler olmuştur.  Ezilenlerin Pedagojisi adlı eserin yazarı Brezilyalı eğitimci Paulo Freire, insan zihninin manipülasyonun bir çeşit fetih aracı olduğunu ifade etmektedir (Mora, 2008: 61). Bu fetih ise Oktay Sinanoğlu’na atıfla en korkunç sömürgeciliktir. Zira en korkunç sömürge olma beyinlerin, zihinlerin, gönüllerin sömürge olmasıdır. Maddi kaynaklar, hatta topraklar geri alınabilir, ama gönüller, beyinler gittikten sonra o ülkeler ilelebet sömürge olurlar.

Dünya genelinde ABD’nin CNN, İngiltere’nin BBC, Rusya’nın Russia Today, Çin’in CCTV, Almanya’nın Deutsche Welle ve Körfez’in El-Cezire yayın kuruluşları küresel enformasyon rekabetine egemen olan (domine eden) araçlar olarak işlev görmektedir. Haber akışı hala büyük ölçüde merkez ülkelerin küresel haber ajanslarının kontrolünde olduğundan dünya kamuoyuna akan haberlerin de Batı merkezli düşüncenin bakış açısından bağımsız olduğu söylenemez. Varol’a (2018: 86) göre yerel medya kuruluşlarının editoryal müdahalesi olsa ve yerel medya kuruluşları küresel haber ajansından gelen haberlere kendi ülkesiyle ilgili bir bakış açısı getirse bile, müdahale edilen materyalin kaynağı yine az sayıdaki küresel haber ajansı olacaktır. Dolayısıyla New York merkezli Associated Press (AP), Londra merkezli Reuters, Paris merkezli Agence France Presse (AFP), Moskova merkezli TASS (TACC) gibi uluslararası haber ajanslarının habercilik alanında tekel oluşturup, bazı haberleri filtrelemeleri sağlıklı iletişimi engellemekte ve bağımsız gazeteciliğe yaşam alanı bırakmamaktadırlar.

Böyle bir gerçekliğin olduğu dönemde önce Afganistan ve peşinden Kazakistan’da yaşanan krizlerden sonra medya ve iletişim alanında Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde neler yapılacağı tekrardan düşülmelidir. Özelde çoğu İpekyolu üzerinde yaşayan Türk topluluklarının genelde ise post kolonyal dünyanın sesi olacak yerel, bölgesel ve küresel anlamda gerçek olay ve sorunları dünya gündemine taşıyan bağımsız haber ajanslarına ve medya kuruluşlarına gereklilik her geçen gün daha da artmaktadır.

Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ve gözlemci devletlerin medya konusunda gerek Teşkilat bünyesinde gerekse kendi içlerinde somut adımlar atmaları gerekmektedir. Altı aylık kısa bir zaman içerisinde Türkistan’ı derinden sarsan yukarıda bahsedilen iki olay da göstermiş oldu ki gerek uluslararası haber ajansları gerekse küresel yayın kuruluşları tarafından oligopol olmuş küresel iletişim ağına Türk Dünyasının etik kaygılar güden alternatif iletişim mecraları sunmasının zamanı gelmiştir.


Kaynakça

Koçak, M. E. (2019), Moğollar Zamanında Ticaretin Beşiği: İpek Yolu, Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi, Sayı 1, s. 37- 46.
Mora, N. (2008), Medya Çalışmaları Medya Pedagojisi ve Küresel İletişim, AltKitap.
Varol, S.F. (2018), “Haberin Küreselleşmesi: Kuramsal Bir Değerlendirme”, Adnan Medrese Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 5, Sayı 2, s.77-92.

Ahmet AKALIN
Ankara Üniversitesi Doktora Öğrencisi
RTÜK Üst Kurul Uzmanı

Pusulamalatya

Bakmadan Geçme