Kiraz ekonomi ve son dönemlerdeki zamlarla ilgili açıklama yaptı
Kiraz ekonomi ve son dönemlerdeki zamlarla ilgili
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Enver Kiraz ekonomi ve son dönemlerdeki zamlarla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:
İktidar, kendi elleriyle yarattığı ağır kriz tablosu karşısındaki acizliğini siyasi gerginliklerle ve vatandaşın feryatlarını yansıttığı sosyal medyayı ‘demokrasiye tehdit’ diyerek örtmeye çalışıyor. Halka önerdiği tek çözüm: Yeme, içme, tüketme, kullanma, barınma! Yakıcı hale gelen barınma sorununda konut fiyatları ve kiralar, depozito-kapora ödemeleri döviz ve altın olarak talep ediliyor. İktidar, vatandaşı sahipsizliğe ve çaresizliğe terk ediyor!
Kontrolündeki medya ve televizyonların sansürleyerek gizlemeye çalıştığı ağır ekonomik kriz ve altından kalkılamaz hale gelen zamlar karşısında aciz kalan iktidar, siyasi gerginlikleri tırmandırıp tehditler savurarak, sosyal medyada feryat eden halkın çığlıklarını ‘demokrasiye tehdit’ diyerek örtmeye çalışırken, toplumu sahipsizliğe ve çaresizliğe terk ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Asgari Ücret Tespit Komisyonu Üyesi değil. Ancak iktidar medyası komisyonun bu haftaki toplantısının yasal dayanaktan yoksun olmasına rağmen Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılacağını duyuruyor.
Akaryakıt zamları artık 24 saatte bir yapılmaya başlandı. Temel gıda ve ürün fiyatlarında döviz kurları gibi saat başı değişiklikler yaşanıyor, gün içinde pek çok malın fiyatı zamlanıyor. Pandemide en temel yaşamsal ürün olan hijyenik temizlik ürünlerinde, tuvalet kâğıdından havlu kâğıda ıslak mendile varana kadar tek seferde yüzde 100’e ulaşan zamlar yapılırken vatandaşa söylenen, “ananız-babanız-dedeniz tuvalet kâğıdı mı kullanıyordu?”
Bir ay içinde çiğ süt fiyatları ikinci kez zamlandı. Peynir, süt, yoğurt vb. süt ürünlerine de ikinci kez yüzde 50 düzeyinde zam yapıldı. Çocukların beslenmeleri, süt içebilmeleri, et yiyebilmeleri, sebze-meyveyi tadımlık da olsa tüketmeleri olanaksız hale geldi. İktidarın, iktidar vekillerinin halka tavsiyesi, buldukları yegâne çözüm; Yemeyin, içmeyin, tüketmeyin, ısınmayın, gramla-taneyle alın, barınmayın, harcamayın! Yandaş medya gazete ve televizyonlarında bir anda et ve süt tüketiminin zararlarını anlatan haberlerle bu ürünleri tüketenlerin çevreyi kirlettiği, doğaya zarar verdiğini içeren bilimsel araştırmalarla dolup taşmaya başladı. Doğayı korumak için proteinden vazgeçilmesi, et-süt tüketilmemesi tavsiyelerine ana haber bültenlerinde yer veriliyor. Halka 6 ay soğan-ekmek yemeyi tavsiye eden, kış günü sera ürünü tüketmenin sağlığa zararlarını anlatan iktidar vekilleri ekranlarda boy gösteriyor.
Yemek-içmek-beslenmek gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamaktan hızla uzaklaşan toplum kesimleri için barınma, başını sokabileceği bir yer bulma konusu da giderek zorlaşıyor. Yüksek öğrenim öğrencilerinin yurt sorununu çözemeyen iktidar, gençlerin ‘barınamıyoruz’ eylemlerini valilerin emriyle yasaklatarak, gözaltına alarak, güvenlik güçlerini üzerlerine salarak acizliğini sergiliyor. Daha da vahim olan dövize endekslenen konut fiyatları ve kiralarla barınma ihtiyacının karşılanmasının giderek olanaksız hale gelmesi.
Ülke genelinde ev sahipleri daha yüksek kira geliri için yaygın şekilde kontratları feshetme yoluna giderken konut kiralamak isteyenlerden ise dövize endeksli fahiş kira bedelleri, depozito ve kaparo ödemesinde dolar-euro-altın talep edilmeye başlandı. Bu tablo barınma ihtiyacındaki yüz binlerce kişiyi sokakta kalma ihtimaliyle yüz yüze bırakıyor. İlk ve ikinci el konut satış piyasası ise neredeyse durdu. Konut satış fiyatları döviz üzerinden belirlenerek talep edilirken, satıştaki konut ilanları da emlak piyasasından çekildi. Döviz kurları gibi her gün satış fiyatına kur artışı gerekçesiyle 50 - 150 bin TL ilaveler yapılarak fiyatlar yükseltiliyor!
İktidar politikalarıyla hayatın ve ekonominin her alanında dolar-euro egemenliği kuruldu.