- Haberler
- Kültür Sanat
- Medeniyetler Şehri Diyarbakır, Geleceği Konuşuyor
Medeniyetler Şehri Diyarbakır, Geleceği Konuşuyor
Medeniyetler Şehri Diyarbakır, Geleceği Konuşuyor
“Cumhuriyetin 100. Yılında” ifadesiyle başlayan anlamlı etkinliklerden birisi olan; hazırlık çalışmalarına 2023 yılında başlanılan ve 16–18 Şubat 2024 tarihlerinde Dicle Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Cumhuriyet’in 100. Yılında Uluslararası Diyarbakır’ın Gelecek Tasavvuru Kongresi”, gönderilen 400 bildiri içinden düzenleme kurulunun incelemesi neticesinde seçilen 250 bildiri kamuoyuyla buluştu.
Türkiye’de Cumhuriyetin ilanının yüzüncü yılı dolayısıyla 2023 yılında yurt genelinde birçok anma ve etkinlik yapıldı. Konserlerden toplantılara, görkemli askeri geçit törenlerinden spor müsabakalarına kadar gerçekleştirilen birbirinden farklı birçok faaliyetin içerisinde Cumhuriyetin yüzüncü yılına adanan bilimsel çalışmalar da önemli yer tuttu. “Cumhuriyetin 100. Yılında” ifadesiyle başlayan çok sayıda kitap yayımlandı, sempozyum, konferans, kongre düzenlendi. Bunlardan birisi de hazırlık çalışmalarına 2023 yılında başlanılan ve 16–18 Şubat 2024 tarihlerinde Dicle Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Cumhuriyet’in 100. Yılında Uluslararası Diyarbakır’ın Gelecek Tasavvuru Kongresi”’ydi.
Uluslararası Diyarbakır’ın Gelecek Tasavvuru Kongresi
Uluslararası Diyarbakır’ın Gelecek Tasavvuru Kongresi’ne gönderilen 400 bildiri içinden düzenleme kurulunun incelemesi neticesinde seçilen 250 bildiri kamuoyuyla buluştu. Bazı bildirilerin birden fazla yazarlı olmasından ötürü Türkiye’nin farklı bölgelerinde yer alan 50 farklı üniversiteden ve kamu kurumlarından yaklaşık 350 bilim insanı kongreye davet edildi. Ayrıca Azerbaycan’dan, Irak’tan ve Rusya’dan gelen bilim insanları da kongrenin uluslararası niteliğine katkı sundular. Bildiri sahiplerinin akademik kimliklerinin yanı sıra birçoğunun şair, yazar, sanatçı, siyasetçi, din adamı, gazeteci kimliklerine de sahip olmaları dikkat çekiciydi. Bu kişiler Diyarbakır’a dair tarih, kültür, sanat, edebiyat, tarım, hayvancılık, siyaset bilimi, inanç, iletişim, turizm, damak tadı (gastronomi) gibi pek çok alanda birbirinden değerli yüzlerce bildiri sundu. Yedi farklı oturumda eş zamanlı olarak sunulan her biri birbirinden kıymetli bildirileri takip etmek için seçim yapmak kolay değildi. Sunulan bildirilerin konusu her ne olursa olsun üzerinde titizlikle çalışılmış akademik eserler olduğunu konuya uzak biri bile rahatlıkla anlayabiliyordu. Bu bildirileri kıymetli kılan bir diğer nokta ise geçmişi ve mevcut durumu anlatırken aynı zamanda geleceğe dönük öneriler ortaya koymaları, projeksiyon sunmalarıydı.
Misafirlerin şehre ulaşması ile başlayan süreçte Kongre’nin yürütücülerinin göstermiş oldukları ilgi Diyarbakır şehir kimliğinin önemli bir unsuru olan konukseverliğin birebir deneyimlenmesini sağladı. Kongre yürütme kurulunun uluslararası çapta böylesine büyük bir organizasyonu kusursuz olarak gerçekleştirmiş olması Dicle Üniversitesi’nin uluslararası bilimsel toplantılar düzenleme konusundaki kapasite ve bilgi birikimini (know how) ortaya koyması bakımdan dikkat çekiciydi.
Diyarbakır’ın Gelecek Tasavvuru Kongresi’nin açılışına Cumhurbaşkanı yardımcısı düzeyinde katılım olması merkezi yönetimin Diyarbakır’a ve bu ilde gerçekleştirilen bilimsel faaliyetlere verdiği önemin göstergesiydi. Şehir tarih boyunca Türklerin önem verdiği bir merkez olmuştur. Şehir Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhuriyetin ilanından geriye doğru ise Osmanlıların, Akkoyunluların, Büyük Selçukluların önem verdiği kentler içinde yer almıştır. Farklı kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmış olması, ticaret yolları üzerinde bulunması, Dicle Nehriyle sulanan bereketli topraklara sahip olması gibi birçok sebep bu kadim şehri ön plana çıkartmıştır.
Öte yandan ülkeler eğitim diplomasisi faaliyetlerinde dünya sıralamalarında ilk 100’e, 500’e, 1000’e giren üniversiteleriyle öne çıkmakta, prestij kazanmakta dolayısıyla çekim merkezi olmaktadır. Dicle Üniversitesi de ilmin, irfanın, zanaatın hâkim olduğu bir şehirde olmanın tarihsel gerçekliğiyle Türkiye’nin dünya çapında sürdürdüğü eğitim diplomasisinde ve kültürel tanıtımında önemli sorumluluğa sahiptir. Bu bağlamda üniversite “Diyarbakır’ın Gelecek Tasavvuru Kongresi” ismi ile uyumlu şekilde şehrin geçmişi ile geleceği arasında bir bağ kurarak kendine özgü bir bilgi şölenine ev sahipliği yapmıştır. Yani şehrin geleceğe dönük tasavvurunu tartışan, fikir üreten, öneri sunan kongrenin kendisi de Diyarbakır’ın geleceği için simgesel bir değerdir.
Şehrin Simgesel Sermayesi
Diyarbakır şehrine yönelik ilgiyi bir yönüyle Pierre Bourdieu’nun kültürel sermaye şeklinde kavramsallaştırdığı değerlerle de yorumlayabiliriz. Zira ünlü Fransız sosyoloğa göre sermaye salt mülkiyette cisimleşen ekonomik sermayeden ibaret değildir, aynı zamanda kültürel ve sembolik sermaye de söz konusudur. Diyarbakır’ı marka şehir kılan genius loci yani mekânın ruhudur ve şehrin kimliğinde zaten var olan fikirlerin çatışmasından hakikat güneşinin doğduğu, taşlara yontulan zarafet ve estetiğin günümüze kadar geldiği kültürel ve simgesel sermayedir.
Bir Başkent Eski de Olsa Başkenttir
Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir isimli eserinde Saltukluların başkenti Erzurum, Anadolu Selçuklularının başkenti Konya, Osmanlıların başkentleri Bursa ve İstanbul ile Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara şehirlerini anlatmaktadır. Eğer Tanpınar eserinde altıncı bir şehri anlatsaydı buna en layık olan şehir belki de Akkoyunlu Devleti’nin başkenti Diyarbakır olurdu. Zira şehrin simgelerinden Dört Ayaklı Minare’yi de inşa etmiş olan Akkoyunlu Devleti’nin 1401’den 1468’e kadar başkenti Diyarbakır’dır ve “bir başkent daima başkenttir”.
Şehir Markalaşmasında Bilimsel Toplantılar
Eğil’de peygamberleri, Sur’da sahabeleri, Silvan’da cengâverleri sinesinde barındıran bu kutsal şehir aynı zamanda farklı millet ve inançlardan sayısız âlim, zanaat erbabı ve devlet adamı yetiştirmiş ilim ve irfan merkezi olması mekânın ruhuna sinmiştir. Bu bağlamda Dicle Üniversitesi’nin son dönemde Diyarbakır Valiliği, Büyükşehir Belediyesi gibi yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle gerçekleştirdiği farklı alanlardaki uluslararası bilimsel etkinlikler şehre zihinsel ilgiyi canlı tutmakta; tarihte olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin İkinci Yüzyılında da Diyarbakır’ı bilimsel çalışmaların merkezi olmaya aday bir kongre şehri olacağını göstermektedir. Bu uluslararası bilgi paylaşım ikliminin sürdürülebilir olması Dicle Üniversitesini akademik sıralamalarda üst sıralara taşıyacak, Diyarbakır’a da şehir markalaşması yönünden yeni fırsatlar sunacaktır.
Dr. Ahmet AKALIN
RTÜK Üst Kurul Uzmanı