Stratejik Hamle!

Bilgisayar Mühendisi Önder Sönmez    

    Stratejik hamle, çoğunlukla satrançta karşımıza çıkan iki sözcüktür. Bu iki sözcük, bir ya da birden fazla hareketin birbiri ardına takip etmesi ile oluşan olayların tamamıdır. Stratejik hamleleri genellikle savaşlarda, ülkelerin iç ve dış siyasetlerinde, kurum ve kuruluşların çalışma planlarında, satranç, dama gibi kazanmayı amaçlayan oyunlarda görebiliriz. Stratejik hamle de karşınızdaki kişinin bir sonraki hamlesini tahmin edip ona göre stratejinizi belirlemeniz çok önemlidir. Bu düşünce ile hareket ettiğinizde karşınızdaki rakibinizden bir adım ilerde başarıya yakınsınız demektir. 
    Dünyaca ünlü satranç şampiyonu Kasparov, 1985 yılında dünyanın en genç satranç şampiyonu olarak tarihe geçtiğinde, bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Ünü, özellikle de bilgisayar firmalarının dikkatini çekiyordu. Çağın yeni teknolojisi olarak kabul görmeyi ispatlamak isteyen bilgisayar firmaları, çıkarttıkları ürünlerin algoritma ve donanım özelliklerinin kalitesini gösterebilmek için Kasparov ile bir satranç turnuvası düzenlemişlerdi. 1996 yılında kaybeden bilgisayar, sadece 1 yıl sonra puanlama ile Kasparov’u yenmeyi başardı. İşte bir bilgisayarın bir insanı yenebildiği bu turnuvalar, bilgisayarların insanların problemlerini çözebilme yeteneklerini göstermede en büyük örnek olmuştu. Kasparov’u yenen bilgisayar, algoritmasında yaklaşık 60 milyar stratejik hamleyi hesaplayabiliyor ve buna karşı hamlesini yapabiliyordu. Bir anlamda karşısındaki rakibinin hamlelerini, kendi hamleleri ile yenebiliyordu.
    Satranç, bilgisayarlarda teknoloji geliştirme işlemlerinde en çok işe yarayan oyun oldu. Yukarıda bahsi geçen olaylar, o dönem pek bilinmese de, bana göre bu dönemde yapay zekânın öncüsü oldu. Yapay zekâ, o dönemden bu döneme kadar çok fazla gelişme kaydetti. Robot teknolojisinin gelişmesi ile veri toplayabilen analiz edebilen ve bu analizler sonucunda bünyesinde yeni algoritmalar üretebilen makineler olarak gelişme gösterdiler. Makine öğrenmesi ile birlikte insanların çalışırken zorlandıkları veya her gün birbirini tekrar eden işleri yaparak yıprandıkları birçok işi bilgisayarlar yapabilir duruma geldiler. Hatta uzak veya gidilemez denilen gezegenlere giderek dünyaya bu gezegenler hakkında veri ve veri sonuçlarını göndermeye başladılar.
    Ülkemizde yapay zekâ, bazı alanlarda kullanılsa da henüz gelişmelerini yapabilecek kadar geniş bir alana sahip olamamıştı. Yayınlanan yapay zekâ stratejisi ile bu teknolojide Türkiye’nin de var olduğunu tüm dünya öğrendi. Veri toplama ve işleme dâhil olmak üzere bu konudaki tüm alanlarda istihdamı attıracak olması, yeni bir meslek grubu ya da gruplarının da ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Üniversitelerin ve hatta meslek liselerinin yapay zekâ konusunda personel yetiştirmesi, bulundukları şehirlerde yapay zekâ ile ilgili üretilen uygulamalarının da pilot olarak kullanılabilmesini sağlayabilir. Böylece ortaya çıkan ürünler de yerli ve milli ünvanını kazanmış olacaktır. 
    Kontrol edilebilen ve güvenliği üst düzeyde olan yapay zekâ, her zaman insanlığın iş ve işlemlerini kolaylaştıracaktır. Sadece insanlığın değil, doğanın da yeşil kalmasında en büyük pay sahibi olacaktır. İnsanlara da sevdiklerine daha çok zaman ayırabildiği bir hayat kalacaktır. Unutmayalım, cihazların fişini çekmek, insanlığın fişini çekmekten kolaydır.   
Bilgisayar Mühendisi
Önder Sönmez    
 

Pusulamalatya

Bakmadan Geçme