Bilal Karadağ

Kızlar Mendilini O'na Sallardı

Bilal Karadağ

Gençliğinin baharında yakışıklılar yakışıklısı bir delikanlı idi! Mekke’nin en zengin
ailesinin oğlu olarak dünyaya gelmişti…
Zenginliği, asaleti, güzelliği dillere destandı O’nun.
İpekten elbiseler sarardı vücudunu, Hadramut işi terlikler korurdu nazik ayaklarını, en
güzel kokular tenine karışırdı…
Mekke sokaklarında salınıp yürürken pencereler O’na açılır, en güzel kızlar mendilini
O’na sallar, O’nun geçeceği güzergâhlara mektuplar bırakılırdı:
Gözler O’na vurgun, kalpler O’nun aşkıyla yangındı!
Rüyaları süsleyen, hülyaların, hayallerin baş tacı olan, imrenilen, gıptayla bakılan O
idi!
Teveccüh, ihtişam, asalet, şan-şöhret, zenginlik içinde yüzen bir gençti Mus’ab Bin
Umeyr.
Para, şöhret, güzellik, asalet ve ötesi her şey Mus’ab Bin Umeyr’in emrine amade,
O’nun kölesi idi. Lakin O’nun gönlü meçhul ıstıraplarla kıvrım kıvrımdı…
O’nun parmak ısırılan dış dünyası, O’nu, sebebini bilmediği sıkıntılardan kurtaramıyor,
içi kan ağlıyordu!
Zira insan, yalnız et ve kemikten, beden ve şehvetten ibaret değildi, ebedi aşk için
yaratılmıştı.
Fani sevgililer, sahte ve platonik aşklar, para-pul, şan-şöhret gibi vefasız dostlar
insanın manevi dünyasına ulaşamaz, hakiki mutluluğu veremezdi.
Derken yaratılmışların en faziletlisi, insanlığın efendisi ile tanışmak şerefine erdi
Mus’ab Bin Umeyr.
Ve düğümler çözülmeye başladı. İçindeki muamma fırtınası yerini huzurlu bir
mehtaba bıraktı!
Uçuruma doğru sürüklenirken cennet istikametli bir geminin içinde buluverdi kendini!
Önce Habeşistan’a, akabinde Medine’ye hicret etti.
İman muallimi oldu; “Allah” dedi, “Peygamber” dedi, “İman” dedi, “Namaz” dedi…
Eski hayatına gözünün ucuyla dahi dönüp bakmadı, zira yeniden doğuşu yaşıyordu…
En sonunda Uhud’da inandığı dava uğruna Allah Resulü’nün önünde canını verdi ve
sonsuzluk âlemine göç etti!..
Akıllı insan; dar-ul beka denilen ebedi yurdunu, dar-ul fenaya tercih edendir.
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…

Bilal KARADAĞ
[email protected]

Yazarın Diğer Yazıları