Kerim Baydak

Saat, 12-13 Arası Şu Ego Yok Mu?

Kerim Baydak

Şu ego denen duygu, tasvip edilmeyen, çok çirkef bir şey.
Hasbelkader kendine bir şekilde bir görev tevdi edilen, sanki tüm dünyanın sahibi oluyor.
Bu kendini üstün görmenin, insanlara tepeden bakmanın bir esprisi var mıdır, bilemiyorum!
Aklınıza gelebilecek her türlü işte, bazen geçici, ama farklı görevler üstlenen kişiler, sanki bir daha bırakmayacakları izlenimi veriyorlar.
Öyle bir algı uyandırarak, çevresindekileri kırmaktan geri kalmıyorlar. 
Her şeyden önce, insani değerlerin gereklerini yerine getirmek gerekiyor.
İnsan kalbi çok çabuk kırılabilir, ancak tamir etmek çok zor, hele eski haline getirmek mümkün değildir.
Bu göreve getirilen yabancı biriyse, topluma ayak uydurmakta büyük problemler yaşayabiliyor.
Kendisinin dışında kalan herkesin, olanların farkında olduğu, ancak kendisinin anlayamadığı bu durum, anlaşılabilir gibi değil. 
Uyarmalara bile tahammülü olmayan bu muhteremler, söylenenleri kulak ardı etmeleri, kabul edilecek gibi değil.
Böylesi bir muhteremle, hasbelkader bazı zaman ve mekânda,  aynı ortamdaki havayı teneffüs etmek zorunda kaldım.
Tam da saat 12-13 arasında bir arkadaşla sohbet ederken geldi.
Sanki zorla ağzından lâf alır gibi, bir hale bürünmüştü.
Etrafındakilere kaş çatarak bakışı, söylemleri, çay içerken ki tavırları, ayak ayaküstüne atarak, emrivaki çıkışları, çok da takdir edilecek bir durum değildi.
Bir, iki, üç çay derken, hepsini yarım bırakması, çok da şık olmuyordu.
Nezaket, zarafet, ülfet, letafet, öyle yaşla-başla, kadın-erkek olmasıyla alakalı bir şey değil.
Tamamen, sevgi, saygı, hürmet, kadirşinas olmak gibi insanî değerlerle alakalıdır.
Adam gibi adam olmakla alakalıdır.
Durumdan çok da hoşnut olmadığım için, birkaç defa kalkmaya yeltendim; ama yanımdakiler dürterek, izin vermediler.
Belki de farklı bir yer ve ortamda yetişmesinden, büyümesinden kaynaklıyordu.
İnsan, içine girdiği toplumun, kural ve kaidelerine, gelenek ve göreneklerine uyum sağlaması gerekiyor.
İnsan, tavırlarıyla, söylemleriyle saygı duyması, uyum konusunda daha dikkatli olması gerekir.
Nice insanlar, böylesi durumlarda; ya toplumun o dinamikleri çerisinde şekillenerek, uyum sağlamışlardır ya da kaybolup gitmişlerdir.
Bu öyle bir meydandır ki, ya eller üstündesin, ya ayaklar altındasın.


Kerim BAYDAK
 

Yazarın Diğer Yazıları