Mir Murat Demir

NE SANDIN!

Mir Murat Demir

“Güçlüdür, tatlıdır, ponçiktir (sempatik, sevimli), inatçıdır, zordur, bir tarafı sessiz, bir tarafı delidir, bir tarafı eğlenceli bir tarafı suskundur. Bir tarafı çılgın bir tarafı ağırbaşlı, bir tarafı ağırbaşlı, bir tarafı ciddi, bir tarafı manyaktır. Bir tarafı kırgın, bir tarafı mutlu, bir tarafı siyahtır.” Nedir bu yazıp, sıraladıklarım? Sosyal medyadan arakladığım ve dâhili olduğum burcuma dair yapılan yorumlamalar yapılmış, aldım, arakladım. Bilen bilir ki burç yorumlarına da burçlara da inanmam ekseri tutturuyor olsalar da! Nedeni çok açık olan yukarıda sıralı, her insan bir tarafında yukarıda belirtilen özellikleri taşır ki dahası var yazılması gereken. İnsan tüm ruhsal özellikleri içinde taşır da mesele hangisini, hangilerini öne çıkarıp çıkarmadığı, mekân, kişi, süreç değişimleri, değişmeleri, mesele burç yorumlarından kendimizi kandırmak değildir. Reel, gerçek hayatta beynimiz ve irademizle nasıl hareket ettiğimiz, nasıl konuşup, yaklaşıp, tavır ve tarzımızla, duruş ve şekil, şemailimizle karşımızda ki kişi ya da kişilere neler hissettirebildiklerimizdedir.
Eğer insan burç özelliklerini ve süreçle alakalı değişimleri takip edip kendisine moral oluşturup enerjisini yükseltiyorsa, yazılanlara göre saçma salak beklentilere girmeyip, ruhunu ve enerjisini aşağılara çekmiyorsa, sorun yok, devam. Devam iyi de, gaza gelmek, vaat almış gibi beklentilere girmek, kişilik özelliklerinden pozitif olanları seçip insanlara ve olaylara yukarıdan bakmak, insanı insanlardan ve gerçeklerden uzaklaştırmaz mı?
Ekseri insan yaşamı şöyle akseder, her birey negatif olanlar için bir sığınma yolu, bahane arar kendisine, kendisini aklamak için. İnsanın kendisini aklaması da derece derece, katman katmandır, ölçüsünü kaçırmadan yapabilsek güzel metot aslında. Aklama yapma esnası insan aklını devreye sokmadan kendi sıyrılması ve kurtulması adına kişi ya da kişileri karalayıp, kötüleyip, aşağılıyorsa, yol ve yöntem doğru da değildir, adil de değildir, insani de değildir.
İnsanız hepimiz, her birimiz, iyi de, tavır ve davranışlarımız, yaklaşım ve iletişim şeklimiz, tavrımız, insani ve insanca değilse nasıl insan kalmayı becereceğiz. İnsanın insan olması sadece somut varlığı ile görüntüsü ile olmamalı, ruhsal yapısı ve duruşu, yaklaşımları da insan varlığını teyidi ve onayı ile ortaya koyup perçinleyebilmeli ki insanlar haz alsın, insan olmaktan onurlansın, insan kalmaya çabalasın. İnsandır, dünya hayatı elbet bir gün bitecek, bitip dünya da olmadığında dahi dünya da yaşayan insanlarca anılsın, doğru ve iyilikle yâd edilsin, yaşayan insanların ruhlarında izi kalsın.

Yazarın Diğer Yazıları