Malatyalının aklıyla oynuyoruz. 17 ay geçmiş 6 Şubat depreminden bu yana. Yaralarımızı saramadık. Acılarımız halen taptaze. Şehir merkezinde dolaşamıyoruz, yüreğimiz ağlıyor. Ve Kayısı Festivali yapıyoruz… Bunca borca rağmen. Hakikaten aklımızla alay ediliyor gibi… Ne etsek kaçsak mı? Bizi bağlayan ne olabilir ki bu şehre…?
Mert İnsanların şehridir Malatya. Aklıyla oynanmaz. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er bey ile zamanında il özel idaresinde 2 sene çalıştım. Kendisinden en ufak bir zarar gördüm dersem, kalıbıma yakışmaz. Nitekim Sami Er’de olsa, Valimizde olsa, Vekilimizde olsa, Parti İl Başkanımızda olsa, yanlışa yanlış dememiz ve sesimizi haykırmamız gerekli kanaatindeyim. 100 günü tamamladı Sami Başkan. İlk meclis toplantısında zaten yeri oynattı, iyi bir deprem yaşattı. Müthiş bir borç ile devraldığını açıkladı. Önceki Başkan Selahattin Gürkan cevap verdi videolu. İlginç olan ikisi de AK Parti belediye başkanları olmasıydı. Şehir zaten birlik beraberlik konusunda sıkıntı yaşarken, Sami Başkan hepten ayrıştırdı . Bu memleketten bir cacık olmaz diyenler kaçtı gitti başka memleketlere. Ağlayarak sızlayarak, hasretlik çekerek. Ve belki de beddua ederek…
100 günde sadece hafızalarımızda belediye başkanlarımızın hep birlikte toparlanacağız sözü çınlayıp duruyor kulaklarımızda. Aynı nakarat her platformda devam etmekte belediye başkanlarımız tarafından. Sami Başkan’ın seçim vaatlerinden bir tanesini daha yerine getiremedi verdiği sözü tutamadı henüz. En belirgini ise, 100 gün önceki su faturam ile şimdiki faturaları kıyasladım. Arkadaş 100 gün öce 70 TL gelen su faturasından dolayı MASKİ’yi defalarca aradım hayırdır ya ben bahçemi suluyorum şeklinde tepkilerimi dile getiriyordum. Şimdi bakıyorum elektrik ve doğalgaz faturalarını baş tacı ediyoruz çünkü su faturalarımız solladı ikisini de.
Sami Başkan ve tüm ekibi bunlara belediyenin şirketlerini de eklersek, 100 günde sadece personellerin yerleri ile uğraştı. Ve halen yıkım ekibi personelle uğraşmaya devam etmekte. Ve hatta defalarca yazmamıza rağmen Genel Sekreter Yardımcısının personeli çağırıp sen Selahattin Gürkan’ın adamısın diyip bezdiren bir anlayış ile çalışanların hem kendi huzurunu hemde ailevi huzurunu bozmakta .Ondan sonrada hizmet bekle bu belediyeden…
Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk , “Lider dediğin önde yürüyen değil, yol gösteren olmalıdır.” Demiş. Bizde buradan Sami Başkan’a seslenerek, “Bir şehir ol mesela ; Malatya gibi. . .” demekten kendimizi alamıyoruz…
Hiçbir büyük yönetici veya lider cennetten düşmemiştir diyerek, Belediyenin bu kadar borcu varken, 100 günlük göreve gelmenizden sonra, basınla bir istişare toplantısı yapmadan, her bir bireyin fikrini almadan, tek adam mantalitesi ile “Kaysı Festivalinin” zamanımıydı..Malatya’da daha 1237 deprem şehidimizin acısı yüreğimizdeyken, Malatya sokaklarında ağlarken, bu neyin kararıdır acaba ? demekten kendimi alamıyorum …
100 günlük görevde bankamatik çalışanından tutunda, çalışanlara mobbing uygulamaya kadar giden liyakatli personelleri atıl duruma atmaktan başka ne gördük büyükşehirden. Şöyle bir haber yaptık dedik ki, “Başkan Sami Er’den Cevap Bekleyen Sorular? “
Başkan Sami Er'den Cevap Bekleyen Sorular.
Bu sorulara bir cevap gelmedi, sonrası ne düşündün derseniz;
Benliğini, iradesini bir yerlere ipotek etmiş birisinden ne cevabı bekliyorsun ki! Sami Başkan ilk icraat olarak yıllarını bu memlekete vermiş, hiç bir yolsuzluğa fırsat vermemiş yöneticileri kızağa çekti! Açıklama "Daha profesyonel bir ekiple çalışacaklarmış" Bu profesyonel ekip görevden alınan yöneticilerine çırak dahi olamaz!
Eğer bir gram memleket derdi olsa 1 Genel müdür, 3 Genel müdür yardımcısı, 11 Daire başkanı ve 5 Şube müdürü ki bu insanlar 6 Şubat depremini yaşamış hiç bir olumsuzluğa sebep olmamış bir ekip! Daha gerisini de açıklayamıyorum…
Ve son olarak üzerine alan alsın; “Biz Malatyalıyız bizim analarımız Nene Hatun. Evlatları Ulubatlı Hasan’dır. Vatan bizim vaz geçilmezimizdir.”