24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramıymış. Zaten Malatya’da basın ve gazeteciler ya 10 Ocak’ta yada 24 Temmuz’da hatırlanmakta..
4 ay gibi bir zaman geçti yerel seçimler üzerinden. Bu süreçte mesleğini zor şartlar altında icra etmeye çalışan gazetecileri yerel yöneticilerden bir tanesi ziyaret etmedi. Seçim öncesi biri gidip biri gelirken ne hikmetse 120 gün geçmesine rağmen basın ziyaret edilip bir istişare yoluna gitmediler. Ama kutlama mesajı her zaman olduğu gibi anında mail ve whatshap üzerinden gelir. Yani mail ve Whatshap ta olmasa inanıyorum ki hiç aramazlar ..
6 Şubat Depremini hepimiz yaşadık. Hemen hemen tüm basın derneklerinin ve gazetecilerin ofisleri yıkıldı. Konteynır basın kentte işimizi icra etmeye çalışıyoruz tüm imkansızlıklara rağmen. Evet doğrudur Malatya harabeye döndü, Vatandaşlar ve esnaflar sıkıntıda. Bir an evvel Adıyaman ve Hatay gibi ayağa kalkmamız gerekiyor. O yüzdendir ki Yerel yöneticiler o noktaya odaklanmışlar diyecem de;
Malatya depremden 17 ay geçmesine rağmen yıkımdan başka bir şey gördük mü?..6 Şubat’tan bu yana gurbetteki Malatyalılara deprem bölgesi haberlerini ileten Basın mensupları, Selahattin Gürkan ve Öznur Çalık vekilimizin sayesinde bir yer verilerek, konteynır basın kent kurulmuştur. O gün bugündür bürokrasiden bizleri ziyaret eden pek az nadir insanlar var. Hatta 4 aydır gelmeyen belediye başkanlarımız. Bizi kendi halimize bırakan şehrin yöneticileri. Sadece İnanç Ölmeztoprak vekilimize teşekkürü bir borç biliyoruz. Sık sık ziyaret eder sorunlar hakkında bilgi alır.
Gazeteci; haberleri dürüst, etik ve tarafsız bir şekilde araştırma, belgeleme, yazma ve sunma ile görevli meslek profesyonellerine verilen unvandır. Bu Ünvanı layıkıyla yapan Malatya gazetecilerinin hepsini takdir ediyorum.( Bazıları Hariç) . 30 seneyi geçen meslek hayatımda, çat pat bazı kaşarlanmış basın ile görüşmem. Her meslekte olduğu gibi maalesef bizim basın camiasında da çekememezlik mevcut. Ayak oyunları, ispiyonlama, arkadan konuşma, kaşarlanma vs. Bu insanlar azınlıkta olduğu için kendilerini satarlar. Yada haberlerinde sağa sola yanlı haber yaparak bir şeyler koparma peşine giderler. Hak, hukuk, adalet bunlar için pekde ehemmiyeti yoktur yani..
Ama ne hikmetse her dönemin adamı olurlar bu zevatlar. Ön planda olmak bu zatı muhteremler için bir yaşam şeklidir. Desen ki şu haberi bir yazıver yazma kabiliyeti yok. Yazsa da yazdıklarından bir şey anlamazsın. İnsan olmak diğer yaratılmışlardan farklı duygular ve düşünebilme yeteneği ile ilgilidir. İnsanoğlunun edepten nasibi yoksa insan değildir. İnsan ile hayvan arasını ayıran edeptir. Oysaki İnsanlar da ağaca benzer; ne kadar yükseğe ve ışığa çıkmak isterse o kadar derin kök salar yere, aşağılara, karanlığa, derinliğe, kötülüğe doğru iniverir..
Kimsenin çay bardağına şeker olmadık çünkü şeker eridikten sonra işimizin biteceğini biliyoruz. Haklıya haklı, haksıza haksız dedik. 120 günlük yerel yöneticilerin vasıflarına baktığımızda; Malatya Büyükşehir Belediyesinin -100 puan alarak sınıfta kaldığını görmekteyiz. Bir şehrin Şehrül Emini olacaksın, Doğru ve tarafsız haberin peşinden koşan, toplumu bilinçlendiren gazeteciler ile istişare etmeyeceksin ve hatta tanımayacaksın. Şehrül Emin olarak tek adam mantalitesi yürüteceksin. Oysaki Sami Başkana buradan seslenerek, Makamlar insanlara değil,insanlar makamlara değer kazandırır. (LA-EDRİ), sözüyle seslenmek isterim. Şehrül Emin ( İlin güvenilir İnsanı) olarak anılmaktadır. Güvenilir insan halk tarafından seçilmiş olduklarından herkesin belediye başkanı olmak ve belediyenin imkanlarını kılı kırk yararak harcamak zorundadır.
Şehrül-Emin şehri ve içinde yaşayanları emanet bilmek, bu emanete ihanet etmemek demektir yerin güvenilen idarecisi olmak, idare ederken Hazreti Ömer gibi adil, Hazreti Ebu Bekir gibi Sadık, Hazreti Ali gibi vefalı ve yiğit olmak demektir. Hizmet ederken de halka, hakka hizmet ettiğini bilen olmak demektir. Şehrül-Emin hak pişirmek, hak dağıtmak ve hak gözetmek demektir. Şehrin emin kişi, emin insanı yani bugünkü manası ile seçilmiş belediye başkanıdır.
Sami Başkan 4 ay öncesinde adaylık sürecinde verdiği sözlerin hepsi toprak altına girdi. Su faturalarında indirime gideceğiz dedi aksini yaptı yüzde yüz zamı yapıştırdı. Motaş biletlerine iyi bir zam.. Bugünde Megsaş ekmeklere zam…Kışla Caddesi esnaflarına verdiği söz tam bir muamma …Tam bir şehrül emin gibi depremzede vatandaşlara hakkıyla sözünü yiyerek işini idame ettirmekte.
Basını, esnafı tanımıyan bir Belediye Başkanının şahsım adına söylemek isterim ki; Göndermiş olduğu 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı Mesajını kabul etmemekle birlikte, bir an önce halkla,basın ile barışık bir şekilde Şehrül eminliğini yapmasını diliyorum…