Said Yalçın

Şeytan Derede de Şeytanlık Yapanlar Nerede?

Said Yalçın

Okurlarıma, Merhaba!  diyerek başlamak istedim yazıma. Bu yazımda arının gözüne çomak sokacağım ve olup biteni izleyeceğim. En çok da para, mevki ve ihtiras peşinde koşarları rahatsız edecek. 

           Malatya’da birileri bir oyun peşinde ama, evdeki hesap çarşıya uymazsa, sonrası ne olacak aslında en çok onu merak ediyorum. Yazıma, Dostoyevski’nin muhteşem ötesi bir sözü ile devam etmek istiyorum. Ne diyor Dostoyevski ? “Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı” Sizce de muhteşem ötesi bir söz değil mi? Bu günlerde şeytan Malatya’da da işleri başkalarına havale etmiş gibi görünüyor. Şeytan, şeytanlık peşinde olanları gıpta ile izlerken, besmelenin hükmünü unutmuş olacaklar ki bugünlerde biraz daha azdılar. Neyin uğruna? Az önce belirttiğim gibi para, mevki ve ihtiras uğruna. Aslında şeytanın yeri belli. Şeytan derede de, şeytanlık yapanlar nerede? Bu sorunun yanıtını bulmasını konusunu da son günlerde kuru gürültü yapılarak kasıtlı, maksatlı, para, mevki ve ihtiras peşinde koşanlar tarafından hedef haline getirilen Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Selahattin Gürkan’a bırakıyorum.  Şimdi yazacaklarımın biraz daha kıymetli cümleler olduğunu belirtmek isterim. Geçenlerde iptal edilen 10. Malatya Uluslararası Film Festivali" vardı. Başkan Gürkan’a demediklerini bırakmadıkları o film festivali. Onunla ilgili sosyal medyada, haberlerde, köşe yazılarında çok şey yazıldı. Birazdan o yazılanlara değineceğim. Öncesinde Başkan Gürkan gibi bir siyasetçi nasıl tuzağa düştü onu yazmalıyım. Bana sorarsanız kaç dil biliyorsunuz ben iki dil derim. Biri anadilim Türkçe, diğeri ise Selahattince. Evet, Selahattince bildiğim için Başkan Gürkan’ın ne kadar temiz bir duyguyla bu çirkin tuzağa düşürüldüğüdür. (Bu arada bu süre zarfında da Başkan Gürkan ile ne telefonda, ne de yüz yüze bir görüşmem olmamıştır) Olay şöyle gelişmiştir.  10. Malatya Uluslararası Film Festivali" komite üyeleri de olabilir, Kültür A.Ş. yetkilileri de olabilir, Başkan Gürkan’ın danışmanları da olabilir veya başka biri de olabilir. ‘Başkanım; Berlin’de düzenlenen film festivalinde, kadın-erkek cinsiyet ayrımı kaldırıldı. Biz de Türkiye’de ilk uygulayıcısı olalım’ demiştir. Başkan Gürkan’ın hassasiyetleri arasında kadın-erkek cinsiyet ayrımındaki adaletsizlik, sağcı, solcu, Alevi, Sünni gibi kavramlarla ayrıştırılmalara karşıt olduğu için, yapalım demiştir. Oysa, perde arkasında cinsiyetsizlik kavramı aklının ucandan bile geçmemiştir. Benim takıldığım konu, Başkan Gürkan’ın etrafındakiler, (sözüm onlara her ortamda başkanın danışmanıyız diyenler) nerdesiniz. (Fatih Avcı’yı bu kişiler arasına katmıyorum. Çünkü yeni başlamıştı, alışma sürecindeydi. ) Perde arkasında böyle bir tuzağın olduğunu neden söylemediniz. Başkanı neden o tuzağa düşürdünüz. Siz, başkanın görmediklerini, duymadıklarını başkana iletmekle yükümlü değil misiniz. Sakın bir daha her ortamda ‘başkanın danışmanıyım’ demeyin, sonra kulaklarınız çınlatırlar. 

        Gelelim 10. Malatya Uluslararası Film Festivali" ile ilgili Başkan Gürkan’ı acımasızca eleştirenlere. Az önce söyledim, şeytan derede de, şeytanlık yapanlar nerede? ‘Cinsiyetsiz Ödül’ başlığı altında yazı yazanlar,  sosyal medya paylaşımı yapanlar, ben sizin nerede olduğunuzu ve ağababalarınızı bile biliyorum. Bilmem anlatabildim mi? Şimdi ‘Cinsiyetsiz Ödül’ başlığı altında yazılan yazılar arasında bir yazıya denk geldim. Bir arkadaşımın ısrarla okumamı istemesi dikkatimi çekti ve okudum. Aslında, o yazı şeytanlık yapanları ele veriyordu. Eminim ki, bu yazıyı Başkan Gürkan da okumuştur. Başkan Gürkan’ın etrafındaki bazı zevatlar, o yazının bir kişinin kişisel görüşü olduğunu söylemişlerdir. Her satırında, bir adres yazıyor. O adresi bulmak da sayın Gürkan’a düşüyor.  Biraz daha konuyu sorularla genişletelim mi?

•    Başkan Gürkan’ı kim neden hedef aldı?
•    Başkan Gürkan’ı hedef alanlar, AK Parti İl Başkanı İhsan Koca’yı hedef alanlarla aynı kişiler mi?
•    Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamında gözü olanlar mı?
•    Başkan Gürkan hazımsızlığı mı?
•    Para, mevki ve ihtiras peşinde koşanlar mı?
•    Başarıyı kıskananlar mı?
•    Başkan Gürkan’ın yanında silik kalarak, yaşanılan eziklik mi?

Bu gibi soruları çoğaltabiliriz. 

      Son olarak geçenlerde Battalgazi ilçesine bağlı Uluköy mahallesi merkez üssü olan 4.7 büyüklüğündeki deprem sonrası yaşananlara.  Başkan Gürkan, yaygın medya kuruluşlarından biri olan bir televizyona canlı telefon bağlantısı yapıyor. Tahminlerini söylüyor. TV’de izlediğim kadarıyla, Başkan Gürkan, ‘Tahminim bu deprem artçı değil, kendi başına bir deprem’ herkes tahminini söyleyebilir. Kaldı ki, bu kişi bir belediye başkanı. Birçok deprem yaşamış, birçok afet yönetimi içerisinde bulunmuş. Tecrübelerine dayanarak bir tahminde bulunmuş. Malum profesörde, ‘Şimdi o jeofizik mühendisliği yaptığına göre bende belediye başkanı olabilirim’ cevabı veriyor.  Demek ki sen belediye başkanlığı yapma konusunda kendine güvenemiyormuşsun. O senin sorunun. Burada kendi becerinle ilgili konularda ipucu veriyorsun. Yarın siyasete atılma gibi bir durum olursa, hele de belediye başkanlığına adaylık gibi bir düşüncen olursa bu söylemin altında ezilir kalırsın. Mesele profesör olmak değil, konulara hangi üslup ve akıllıca yaklaşmaktır. Her neyse, bu yaşanan durum sonrası yukarıda bahsettiğim şeytanlık peşinde koşanlar var ya, yine sosyal medyada büyük bir sıkandalmış gibi paylaşımları servis etmeye başladılar. Maksat, Başkan Gürkan yıpransın da, nasıl yapranırsa yıpransın. 

          Ey heves avareleri, ey malum zevatlar, benim tanıdığım Selahattin Gürkan size papuç bırakmaz. Tarihte silinirsiniz de, Gürkan’ın bu şehirde ayak izlerini silemezsiniz. Binin aracınıza, şehri doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, bir baştan bir başa gezin. Neler göreceksiniz biliyor musunuz. Başkan Gürkan’ın şehre kazandırdığı eserleri. Gezerken, ağabalarınızın neyini göreceksiniz merak ediyorum. Oturun oturduğunuz yerde, ya başarıya destek olursunuz, ya da başarısızlıklarınızla tarihin karanlık sayfalarında çok yakında yerinizi alırsınız. 

Yazarın Diğer Yazıları