DÜŞÜNCE DÜŞÜNME!

Düşünce değil de, düşününce anlıyor insan, ağlamak da gülmek de, hatıralar ve güzellikleri hatırlamak. Düşünmek ve bilgiyle, bilinçle nizam edilmiş kişiliğinde, vicdanı, saygıyı, merhameti, nezaketi görmek. İnsanla insan arasında ki en önemli iletişim hali, sevgiyi görmek. Sağlam temelli kişiliklerle oluşturulmuşsa bağlar, iletişim hali, sevgi dolu, arkadaşlığı, dostluğu, aşkı perçinlemek. Dürüst olmak iletişimin de bağlanmanın da çimentosu, demiri, doğruluk ve dürüstlük önce kendine, düşündüklerine, gerçekliğine, hislerine.
Düşmek fiziki olarak tökezlemek, yere savrulmak değil ki, düşmek inanıldığın doğruluk seviyesinden irtifa kaybı, aşağıya doğru, yere doğru yer çekimine karşı duracak bilinci yitirmek, yerle yeksan olmak, çamurlaşmak, yalan yanlış, eğri büyülükler içinde kaybolmak.
Düşünce düşünmek ki, beyhude bir çaba, düşmeden düşün, insan olduğun için, aklın olduğu için, düşünme yetisine sahip olduğun için öğün. Hatalar, refleks, yanlış yapma halleri ki insani, istem dışı, gaf ise, ne itibar biter ne güvenirliğin, bitti sandığın an yeniden filizlenir, dal yaprak verir, çiçek açar, kıdem alır zirveye taşır duruşunu alevlenir, şelalenir. Aydınlık, ışık dediğimiz somut manalı değil, ışık da aydınlık da kalbinde olacak, yüreğinde olacak insanın. Aydınlıkla yüreğini sevgiyle donatmışsa, adım adım, hareketi, konuşması, tavrı, tarzı, vücut dili, mimikleri, izle de bak hep ışık saçacak, o ortam, o çevre öylesi güzel kokulara gark olup mutluluğu yaşayacak.
İyi ol, doğru ol, adaletli ol, mazlumun yanında dur, paylaşımcı ol, ol ne olacaksan ol da mutlak nezaket sahibi ol. Nezaket ve zarif haldir her kapının anahtarı, insanın anlamasına giden, çakralarını aktif kılan şifredir nezaket. Enerji veren de enerji yayan da nezakettir, inceliktir, halden anlamak, hali bilmektir.
Somut mana da soyut mana da düştük, istem dışı, doğru ve iyi insan olma çabamızı devam ettirirken, şu veya bu şekilde düştük ya, düşmek bir son değil. Marifet o ki, fevkaladelik o ki, ne kadar düşersek düşelim, kalkmak, doğrulmak, kimselerin sırtına, omuzuna basmadan, kimseleri sırf kalkmak maksadıyla yalana yanlışa iftiraya, çıkmazlar girdabına sokmadan.