Metehan GÜLER

Dar Koridorlar

Metehan GÜLER

  Değerli okurlarım yeni bir hafta, yeni bir yazı, yeni bir yaşam öyküsüyle ile karşınızdayım. Kaldığımız yerden devam edelim.
  Hastalık öyle bir imtihan ki sabrın bitiyor ama hadisi şerifte de bulunduğu gibi her gün insanın sabrı yenileniyor. Zaten öyle olmasa insanoğlunun nefsine ağır geldiğinden isyan eder. Hastalıkla mücadelem devam ederken doktorumun ümitsiz konuşmasında benim etkilenmemden ziyade başta annem olmak üzere ailem büyük bir yıkım yaşamıştı. Bir zayıflık şikayetinin nerelere geldiğine sizlerde şaşkınsınız değil mi? 
  Hastalığımın adı bile bize yabancı gelirken neler yaşayacağımızı bilmiyorduk. Uzun bir tedavi süreci başladı. Hastanede ilk uzun süreli yatış tedavim bu hastalığım ile başladı. Hastalıklarımın hayatımdan çaldığı birçok hayaller, hevesler, eğlenceler var. Bunlardan biri de belki ilerde polis olma hayalim için gerekli olan eğitimimdi. Tedavi sürecinde eğitim hayatım da aksamalar oluyordu. Çocukluk aklı ile buna bazen seviniyor bazen üzülüyordum. Ne yalan söyleyeyim okulu pek sevememiştim. Neyse günler böyle geçerken hastanede eğitim alacağım söylendi ve kaydım yapıldı. Yaşıtlarım okul da teneffüs aralarında akranlarım ile oynarken benim teneffüs aralarım serum değiştirme veya doktor viziti ile geçiyordu. Arkadaşlarım okul bahçesinde oyunlar oynarken ben, hastane koridorlarında hasta bekleme salonlarında kaderdaşlarımla eğlence arıyorduk. En büyük eğlencem serumların takıldığı tekerlekli askılıklara binip annemin beni koridorlarda gezdirmesiydi. O zamanlar eğlendiğim mutlu olduğum tebbessümle anlattığım şeylere şimdi ne kadar üzüldüğümü kelimeler ile asla ifade edemem.
  Üç ay gibi söylemesi ve yazması kolay olan koca bir 93 günü geride bıraktık ben ve tek varlığım olan annem ile. Tedavim bitmedi ama her gün hastaneye gelip ilacımı alma koşulu ile eve çıkarıldım. İşte bu mutluluğumu ifade edebilirim. 23 Nisan da sunucu olan öğrencinin gururu ve mutluluğu gibi içim içime sığmıyordu. Bir yıl bu hastalığın tedavisi devam etti. Tedaviye cevap veriyordu küçük yaramaz hücrelerim. Tedaviye cevap verdiğini belimde alınan sıvı örneği ile anlıyorlardı. Çok nadir yaşadığım beden acılarından biridir. İnsanı iki kat yapıp başını ve ayaklarını bir araya getirip omurilikten sıvı alınması.!!!
  Nihayet tedavim bitmiş ve herkes diye nitelendirdiğimiz insanlar gibi bir hayat düzenim olmaya başlamıştı. Bunla beraber aile büyüklerimin ilgisi her ne kadar azalsa da yaşıtlarımla zaman geçirmek, aynı ortamda bulunma, ortak duyguları paylaşma eksikliğini Rabbim kimseye yaşatmasın. Bunlara sevinip hastalığımı imtihan olarak nitelendirdik fakat her bitişin bir başlangıca gebe olduğunu, her sonun mutlu olmadığını yaşadığım imtihanlar ile yani hastalıklarım anladım.
  BİTTİ DEYİNCE BİTMİYOR, GEÇTİ DEYİCE GEÇMİYOR, KADERİN DE OLANLAR SENİ KOVALAYIP DURUYOR.
  Özgürlüğüme Veda. Dar koridora Merhaba dediğim yeni bir başlangıç için siz okullarımı bekliyorum. Sağlıklı haftalar diliyorum. VESSEL
 

Yazarın Diğer Yazıları