editör

Malatyalının Çığlığı

editör

Gezmeyi, gezdiğim yerlerdeki doğal dokuyu,mutfağı,alıșkanlıkları,şehre ya da kasabaya ait bilinen özellikleri öğrenmeyi sevdiğimden,sadece görmüș omaktan ziyade;ben de ne bıraktığı beni ilgilendirir. 
Kimi șehirlerimizinkendilerince“muhteșem mutfak kültürü“bazılarının yüzyıllara ulaștığı söylenen ve görünen“mimarisi“kalır aklımda. Kimi ziyaretyerlerinde ise denizi,kumsalı,tarihi kalıntıları,içinde bulunduğumuz ruh hali,aldığımız eğitim,görgümüze göre aklımızda yer yapar,unutulmayacak șekilde bizde izler bırakır. Dünyada değișik coğrafyalarda 20 den fazla ülke,bir çok bașkent ve önemli șehirlerini görmüș biri olarak,hepsinin bende bıraktıği etki,heyecan bașka bașka.Ama ben gezip,gördükçe hep bașa döndüm.Yașım kırkı geçtikten sonra bu geri dönüș,doğduğum topraklara olan özlem artarak devam ediyor. Doğduğum topraklarda,“ben de kalan ne ?“ diye düșündüğümde,ilk bakıșta çok șeyin aklımda kalmadığını farkettim.Taaki memleketine așık,yöremize ait hafızayı günyüzüne çıkarıp,bunu yazıları ile günyüzüne çıkarıp sonra da üç kitapta toplayan,dünümüze ait yașanmıșlıkları,caddeyi sokağı,oyunları,cemiyet hayatını,esnaf,komșuluk,büyük- küçük ilișkilerini anlatan,günümüze kısmen tașınan konușma șeklimizi,araç –gereç isimlerine kadar saymakla bitmeyen onlarca konuyu duyduğum insan Atilla Kantarcı`nın yazılarını okumaya bașlayıncaya kadar. Bunda yaklașık 30 yıldır Almanya`da yașıyor olmamında katkısı çok büyük.
Șahsen tanıdığım, yıllarca yönetici,sözcü kısacası hep Malatyaspor`un içinde olan biriydi. Malatya Gençlik`tefutbol oynamaya bașladıktan sonra,bizden büyük ağabeylerimizin gittiği Kantar Kıraathanesinde,genelde takım elbiseli güzel giyimiyle,yakıșıklı,kendini iyi yetiștirmiș,asil  durușu olan biri olarak,kıraathanenin sağ tarafındaki Kantar Otel`in girișinde görürdüm.Kantarcı Kıraathanesinde ben oyun oynamıș biri hiç olmadım. Bunun sebebi bizden büyük futbolcu ağabeylerimizin gittiği bir kahvehane de bizim ya da benim oyun oynama șansım olamazdı. Biz böyle öğrenmiștik. Atilla Ağabey arada bir futbolcuların oyun oynadığı,sohbet ettikleri masaya kısa süreliğine oturur,muhtemelen otelde olan bir iși için tekrar giderdi.
Yıllar geçip,içimde edebiyata olan arzu,beni zorlamaya bașlayıp,yazma isteği hasıl olunca,yerele ait kitap,dergi,yazılı matbuat ne varsa taramaya bașladığımda, Atilla Ağabey`in yazılarını hem kendime cok yakın hissettim, hem de anılarımı canlandırdığı içinde yüzümde bitmeyen tebessümler olușturdu. Ona ait videoları, tv programlarını tarayarak,aklımın bir köșesinde tozlanmıș bilgilerin,duyumlarımın,yeniden canlanmasına neden oldu.Yerel lehçede kullanılan,iki sessiz harfin,hattaTürkçe ses uyumuna muhalefet eden nice  günlük konușmanın tekrar seslendiriliși,ona olan saygımı arttırdı. Hatta kendime hayıflandım. Neden o kahveye gittiğim dönemlerde yakınlık kurmadığıma, sonra 1990 ocak-1994 arasında 44 Fm de „Azı Diși“ adlı,her gün bir konunun ișlendiği, arabesk müziğin asla çalınmadığı programımda, onun bilgi ve fikirlerine neden baș vurmadığıma șastım. Belki de o dönemlerde yașadığım yere ait aidat duygularım yeterince oturmamıștı. Kim bilir belkide,hep genç kalacağımıza olan olgunlașamamıș hislerimizdi.
 Atilla Ağabey șimdi memleketinden uzak,Malatya`da sürgün.6 șubat depremi șehrin hem yapılarını, hem hatıralarını un ufak ederken, böyle değerlerinin de șehirden uzak kalmasına neden oldu. Ona ait arșivin kendisinden duyduğuma göre tamamına yakınının kaybolduğu,kaldırılan enkazla gittiğini üzülerek öğrendim. Șimdi sesli çığlığı, bu șehir yeniden kurulurken,hatıralarını yașatacak,“șehrin hafızasının“korunmasını,kentin meydanlarının nasıl olmas ıile ilgili halkın,kanaat önderlerinin,bilim insanlarının fikrine bașvurmalarını ısrarla istiyor.Depremden sonra kurulacak Malatya`nın mimarisi, meydanları,anıtları,eskiyapıları,parkvebahçeleri,sokakları,katsayılarıvs.vs.Kaç kiși duyuyor? Bilmiyorum. Bildiğim bir șey var Atilla Kantarcı 31mart yerel yönetimler seçiminden hemen sonra,hangi partinin adayı seçilirse seçilsin mutlaka kentin kültürüyle alakalı bir bölümünde görevlendirilmeli. Ona bu görev verilmeli. Düșünce ve teklifleri dikkate alınmalıdır. Yoksa Celal yalvaç gibi bu dünyadan gittikten sonra“ ne iyi adamdı „ demenin bir anlamı olmayacak. O nasıl özlemiștir kimbilir adına kitaplar yazıp tvp rogramları sunduğu șehri. Tüm anılarını biriktirdiğı șehirden kilometrelerce uzakta. Uzakta olmasına rağmen seslice düșünüyor.Lütfen  Atilla Kantarcı ve benzeri değerlerimizin çığlıklarını duyun,onların sesine ses olun sonra pișman olacaksınız. Nasıl ben 90/94 arasındaki radyo dönemi için hayıflanıyor,kendime kızıyor isem,inanın bu șehirde böyle değerlerine sahip çıkmadığı sürece hayıflanmay adevam edecek.
Șayet bu șehirde hala gerçek anlamda Malatyalı kaldıysa……
Mehmet Yıldız

19 Mart 2024 
Moers Almanya
 

Yazarın Diğer Yazıları